Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
path: root/e
diff options
context:
space:
mode:
Diffstat (limited to 'e')
-rw-r--r--e/em/emil-m-cioran-uygarlik-ve-havailik.muse6
1 files changed, 6 insertions, 0 deletions
diff --git a/e/em/emil-m-cioran-uygarlik-ve-havailik.muse b/e/em/emil-m-cioran-uygarlik-ve-havailik.muse
new file mode 100644
index 0000000..e828d94
--- /dev/null
+++ b/e/em/emil-m-cioran-uygarlik-ve-havailik.muse
@@ -0,0 +1,6 @@
+<p>K&uuml;stah ve leziz zihinler eserlerin ve şaheserlerin dokularına ince horg&ouml;rti ve hercai alaylardan sa&ccedil;aklar eklemeselerdi, onların aşınmış k&uuml;tlesine ve derinliğine nasıl dayanabilirdik? İncelikleriyle toplumun hem doruklarına hem de kıyısına yerleşen o sevimli varlıklar olmasa, ataletle g&ouml;rg&uuml;n&uuml;n zeki ve beyhude zaaflara gereksiz yere kattığı yasalara, adetlere, kalpten kopan pasajlara nasıl tahamm&uuml;l ederdik?</p>
+
+<p>Ciddiyeti k&ouml;t&uuml;ye kullanmamış, değerlerle oynarruş, bu değerleri meydana getinnekten ve yok etmekten b&uuml;y&uuml;k bir zevk almış uygarlıklara minnettar olmak gerekir. Yunan ve Fransız uygarlıklan dışında, şakacı bir zihin a&ccedil;ıklığıyla şeylerdeki zarif hi&ccedil;liğin g&ouml;sterisini sunan bir uygarlık biliyor muyuz? Alkibiades&rsquo;in d&ouml;nemi ile on sekizinci y&uuml;zyıl Fransası iki teselli kaynağıdır. Halbuki diğer uygarlıklar, hayata bir yararsızlık lezzeti veren o neşeli icraatın tadını ancak son aşamalarında, b&uuml;t&uuml;n bir inan&ccedil; ve gelenek sisteminin &ccedil;&ouml;k&uuml;ş&uuml;nde alabilmişlerdir &mdash; bu iki y&uuml;zyıl ise, her şeye karşı kaygısız olan ve her şeyi kabul eden can sıkıntısını en olgun &ccedil;ağlarında, g&uuml;&ccedil;lerine ve geleceğe tam anlamıyla malikken yaşamışlardır. Bir yandan hayata lclnet okurken yine de hayattaki burukluğun hoşluklarını tadan, yaşlı, k&ouml;r ve ileri g&ouml;r&uuml;şl&uuml; Madam du Deffand&rsquo;dan iyi bir simge var mıdır? Hi&ccedil; kimse havaJ!iğe hemen ulaşamaz. O bir ayrıcalık ve bir sanattır; her t&uuml;r kesinliğin imkansız olduğunun farkına varan ve kesinliklerden tiksinen kimselerdeki y&uuml;zeysellik arayışıdır; doğal bir şekilde dipsiz oldukları i&ccedil;in hi&ccedil;bir yere g&ouml;t&uuml;remeyecek u&ccedil;urumlardan uzağa ka&ccedil;ıştır.</p>
+
+<p>Bununla birlikte, geriye g&ouml;r&uuml;n&uuml;mler kalır: Neden bunları bir &uuml;slup d&uuml;zeyine y&uuml;kseltmeyelim? B&uuml;t&uuml;n akıllı devirlerin tanımı buradadır. İfadeyi taşıyan ruhtan ziyade, ifadenin kendisine; sezgiden ziyade tevecc&uuml;he itibar edilen noktaya varılır; heyecan bile nazik bir hale gelir. Hi&ccedil;bir zarafet &ouml;nyargısı taşımayan, kendi kendine teslim edilmiş olan varlık bir canavardır; kendi i&ccedil;inde, sadece elikulağında ter&ouml;r&uuml;n ve inkarın kol gezdiği karanlık b&ouml;lgeler bulur. &Ouml;lmekte olduğunu b&uuml;t&uuml;n canlılığıyla bilmek ve bunu gizleyememek bir barbarlık eylemidir. Her samimi felsefe, sırlarımızı eleyen ve istenen etkilere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rme işlevi g&ouml;ren uygarlığın unvanlarını inkfir eder. B&ouml;ylece havailik, olduğumuz gibi olma derdine karşı en etkiii panzehir haline gelir: Onun aracılığlyla d&uuml;nyayı k&ouml;t&uuml;ye kullanırız ve derinliklerimizde yatan yakışıksızlığı g&ouml;zlerden saklarız. Onun h&uuml;nerleri olmasa. bir ruh sahibi olmaktan &ouml;t&uuml;r&uuml; nasıl y&uuml;z&uuml;m&uuml;z kızarmazdı&rsquo;? Aşın hassas yalnızlıklarımız, &ouml;tekiler i&ccedil;in ne cehennemdir! Ama hep onlar i&ccedil;in, bazen de kendimiz i&ccedil;in icat ederiz g&ouml;r&uuml;n&uuml;mlerimizi. ..</p>
+