Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
path: root/h
diff options
context:
space:
mode:
Diffstat (limited to 'h')
-rw-r--r--h/ho/hiclige-ovgu-en.muse30
1 files changed, 21 insertions, 9 deletions
diff --git a/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse b/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse
index 33bda0a..74ed884 100644
--- a/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse
+++ b/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse
@@ -1,18 +1,30 @@
-<p>Evrende &ouml;nemsizliğinizi g&ouml;rmenize dair klasik şeyler s&ouml;ylemeyeceğim, bana bu yıldıztozu, evrendeki k&uuml;&ccedil;&uuml;kl&uuml;k retoriği hep pratik olanı g&ouml;zden ka&ccedil;ırıyormuş gibi geliyor. Bunun en b&uuml;y&uuml;k nedeni ise her birimizin kendi tikel deneyimlerimizle, kendi biricik bakış a&ccedil;ımızla bu k&uuml;&ccedil;&uuml;k mavi gezegende yaşıyor olmamız. Evrende hi&ccedil; &ouml;nemli olmayabiliriz, b&uuml;y&uuml;k ihtimalle değiliz, bu gezegen de değil, yok oluşu b&uuml;y&uuml;k &ccedil;apta hi&ccedil;bir şeyi etkilemeyecektir. L&acirc;kin kendi k&uuml;&ccedil;&uuml;k evrenimizde bu yaşadığımız, anlam verdiğimiz, anlam alanları yarattığımız kısacası m&uuml;hendisi, mimarı ve iş&ccedil;isi olduğumuz bu hayatta kendi &ouml;nemsizliğimizi bize hatırlatmaya &ccedil;alışan bu klasik naturalist a&ccedil;ıklamalar ne de &ouml;nemsiz &ouml;yle değil mi?</p>
+#title Hiçliğe Övgü
+#author Kerberus
+#date 2019
+#source https://nihilistokuma.wordpress.com/2019/07/07/hiclige-ovgu/
+#lang en
+#pubdate 2024-05-20T11:24:46
+#topics mizantropi, nihilizm, biricikçilik
-<p>Yaşadığımız &ccedil;ağın belli dogmalarının altında ezildiğimizin, iktidar olan s&ouml;ylemleri bilin&ccedil;dışı bir şekilde kabul ettiğimizin farkında olmamamız &ccedil;ok doğal, bizden &ouml;ncekiler de farkında değildi, onlar i&ccedil;in monarşi, feodalizm, erken d&ouml;nem kapitalizm &ccedil;ok doğaldı, doğruydu, &ccedil;ağın ufkuydu. Bizim i&ccedil;in de belli d&uuml;sturlar olması hi&ccedil; şaşırtıcı değil elbette: &ldquo;Zevk al!&rdquo;, &ldquo;Feda etme.&rdquo; &ldquo;Doğru bilgiyi veren yollar bellidir.&rdquo; &ldquo;Doğal olanın &ouml;tesindeki her şey bir yanılsamadır.&rdquo;</p>
-<p>Doğal ve empirik olana takıntılı h&acirc;le gelmiş bu &ccedil;ağda doğal olanın ne olduğu dahi sorgulanmıyor. İnsan kesin olarak doğal kabul ediliyor &ouml;rneğin. Oysa var olan ve olmuş olan t&uuml;m canlılardan neredeyse hi&ccedil; doğal olmayan bir y&uuml;kle, bilin&ccedil;le, ayrılan bu melankolik ve kaygılı hayvan ger&ccedil;ekten doğal mı? Doğumdan itibaren &ouml;l&uuml;me doğru geri sayım yapan, doğal olmayan yaratımlar ve kesinlikle doğal olmayan se&ccedil;ilimlerle belirlenen insan, doğal mıdır?</p>
-<p>Burada en temelinde karşı &ccedil;ıkmamız gereken şey ise bu &ccedil;ağın &ouml;ğ&uuml;d&uuml; olan, bir t&uuml;r bilin&ccedil;dışı emir h&acirc;line gelen veya getirilen &ldquo;Zevk al!&rdquo; emri. Ni&ccedil;in zevk almak bize bu kadar dayatılıyor ve neden t&uuml;m bir yaşam hedonizme &ouml;vg&uuml; h&acirc;lini almış durumda? Ne yaparsak yapalım zevk almamız gerektiği bize dayatılıyor, bir partiye git, biriyle seks yap, depresyon ve melankoliden olabildiğince ka&ccedil;ın&hellip; Zevk almayı tercih etmeyenler, erteleyenler veya ondan uzak duranlar ise topluma artık dahil olamayan eski &ccedil;ağın, belki de evrimleşememiş maymunsularıdır. Elbette bunun altında bir sosyal-ekonomik nedenler b&uuml;t&uuml;n&uuml; olsa da, bu zevk alma etiği insanı neye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmektedir? Şarj edilmesi gereken bir robota, zevk alma yarışında yarış i&ccedil;inde kalması gereken bir atlete.</p>
+Evrende önemsizliğinizi görmenize dair klasik şeyler söylemeyeceğim, bana bu yıldıztozu, evrendeki küçüklük retoriği hep pratik olanı gözden kaçırıyormuş gibi geliyor. Bunun en büyük nedeni ise her birimizin kendi tikel deneyimlerimizle, kendi biricik bakış açımızla bu küçük mavi gezegende yaşıyor olmamız. Evrende hiç önemli olmayabiliriz, büyük ihtimalle değiliz, bu gezegen de değil, yok oluşu büyük çapta hiçbir şeyi etkilemeyecektir. Lâkin kendi küçük evrenimizde bu yaşadığımız, anlam verdiğimiz, anlam alanları yarattığımız kısacası mühendisi, mimarı ve işçisi olduğumuz bu hayatta kendi önemsizliğimizi bize hatırlatmaya çalışan bu klasik naturalist açıklamalar ne de önemsiz öyle değil mi?
-<p>O h&acirc;lde zevk almayı red mi etmeliyiz? Elbette hayır. Zevk alma tanımımızı değiştirmeliyiz, zevk almak bize ge&ccedil;-d&ouml;nem kapitalist toplumun &ouml;ğrettiği bir &ccedil;eşit t&uuml;ketim algoritması yoluyla elde edilen n&ouml;ral kodların yarattığı bedensel ve psikolojik değişiklikler olarak gelmemeli. T&uuml;m ama&ccedil; zevk almak olmamalı, durgunlukta, hi&ccedil;te, hi&ccedil;in i&ccedil;inde, yalnız başına d&uuml;ş&uuml;nebilmeliyiz. Hi&ccedil; zevkin veya acının olmadığı bir boşlukta kaldığımızda hemen kendi bilincimize bu anı atlatmak i&ccedil;in bir şeyler tıkayan bizler, deli bir Almanın vakt-i zamanında &ouml;nerdiği gibi hi&ccedil;liğe bakmalıyız korkmadan, ki en sonunda hi&ccedil;lik bize baktığında Budist a&ccedil;-hayaletler gibi &ouml;fke i&ccedil;inde sonumuza &ccedil;ekilmeyelim.</p>
+Yaşadığımız çağın belli dogmalarının altında ezildiğimizin, iktidar olan söylemleri bilinçdışı bir şekilde kabul ettiğimizin farkında olmamamız çok doğal, bizden öncekiler de farkında değildi, onlar için monarşi, feodalizm, erken dönem kapitalizm çok doğaldı, doğruydu, çağın ufkuydu. Bizim için de belli düsturlar olması hiç şaşırtıcı değil elbette: “Zevk al!”, “Feda etme.” “Doğru bilgiyi veren yollar bellidir.” “Doğal olanın ötesindeki her şey bir yanılsamadır.”
-<p>Doğanın kendi i&ccedil;inde yaşaması i&ccedil;in oluşturduğu ama doğaya uyum sağlayamayan anksiyetik maymunlar olarak, yaşamda inşa ettiğimiz gelip ge&ccedil;ici anlamların, yapıların bizden daha &ouml;te etik emirler buyurabileceğini, bizim onlar i&ccedil;in yaşadığımızı, t&uuml;ketimin bir ibadet &ccedil;eşidi ve sevabın ise zevk olduğu bir sim&uuml;lasyon sisteminin i&ccedil;inde olduğumuz yanılsamasını hi&ccedil;liğin g&ouml;zlerinin i&ccedil;ine bakarak yok etmeliyiz.</p>
+Doğal ve empirik olana takıntılı hâle gelmiş bu çağda doğal olanın ne olduğu dahi sorgulanmıyor. İnsan kesin olarak doğal kabul ediliyor örneğin. Oysa var olan ve olmuş olan tüm canlılardan neredeyse hiç doğal olmayan bir yükle, bilinçle, ayrılan bu melankolik ve kaygılı hayvan gerçekten doğal mı? Doğumdan itibaren ölüme doğru geri sayım yapan, doğal olmayan yaratımlar ve kesinlikle doğal olmayan seçilimlerle belirlenen insan, doğal mıdır?
-<p><strong>İnsan yok etmeyi tekrardan &ouml;ğrenmelidir. İnsan, intiharı yeniden &ouml;ğrenmelidir, zevkin yokluğunda verilen bilinmez boşluğa d&uuml;şme kararını kendisine aldırabilen o g&uuml;c&uuml; yeniden keşfetmelidir.</strong></p>
+Burada en temelinde karşı çıkmamız gereken şey ise bu çağın öğüdü olan, bir tür bilinçdışı emir hâline gelen veya getirilen “Zevk al!” emri. Niçin zevk almak bize bu kadar dayatılıyor ve neden tüm bir yaşam hedonizme övgü hâlini almış durumda? Ne yaparsak yapalım zevk almamız gerektiği bize dayatılıyor, bir partiye git, biriyle seks yap, depresyon ve melankoliden olabildiğince kaçın… Zevk almayı tercih etmeyenler, erteleyenler veya ondan uzak duranlar ise topluma artık dahil olamayan eski çağın, belki de evrimleşememiş maymunsularıdır. Elbette bunun altında bir sosyal-ekonomik nedenler bütünü olsa da, bu zevk alma etiği insanı neye dönüştürmektedir? Şarj edilmesi gereken bir robota, zevk alma yarışında yarış içinde kalması gereken bir atlete.
+
+O hâlde zevk almayı red mi etmeliyiz? Elbette hayır. Zevk alma tanımımızı değiştirmeliyiz, zevk almak bize geç-dönem kapitalist toplumun öğrettiği bir çeşit tüketim algoritması yoluyla elde edilen nöral kodların yarattığı bedensel ve psikolojik değişiklikler olarak gelmemeli. Tüm amaç zevk almak olmamalı, durgunlukta, hiçte, hiçin içinde, yalnız başına düşünebilmeliyiz. Hiç zevkin veya acının olmadığı bir boşlukta kaldığımızda hemen kendi bilincimize bu anı atlatmak için bir şeyler tıkayan bizler, deli bir Almanın vakt-i zamanında önerdiği gibi hiçliğe bakmalıyız korkmadan, ki en sonunda hiçlik bize baktığında Budist aç-hayaletler gibi öfke içinde sonumuza çekilmeyelim.
+
+Doğanın kendi içinde yaşaması için oluşturduğu ama doğaya uyum sağlayamayan anksiyetik maymunlar olarak, yaşamda inşa ettiğimiz gelip geçici anlamların, yapıların bizden daha öte etik emirler buyurabileceğini, bizim onlar için yaşadığımızı, tüketimin bir ibadet çeşidi ve sevabın ise zevk olduğu bir simülasyon sisteminin içinde olduğumuz yanılsamasını hiçliğin gözlerinin içine bakarak yok etmeliyiz.
+
+<strong>İnsan yok etmeyi tekrardan öğrenmelidir. İnsan, intiharı yeniden öğrenmelidir, zevkin yokluğunda verilen bilinmez boşluğa düşme kararını kendisine aldırabilen o gücü yeniden keşfetmelidir.</strong>
+
+İnsan yıkmaktan, acıtmaktan ve acı çekmekten korktuğu sürece, günlük acılarla kendini tatmin edecek ancak.
+
+Zevk robotlarının kendini astığı, yıkıntılar arasından yükselen kıyamet-sonrası bir geleceğe övgülerimi sunuyorum.
-<p>İnsan yıkmaktan, acıtmaktan ve acı &ccedil;ekmekten korktuğu s&uuml;rece, g&uuml;nl&uuml;k acılarla kendini tatmin edecek ancak.</p>
-<p>Zevk robotlarının kendini astığı, yıkıntılar arasından y&uuml;kselen kıyamet-sonrası bir geleceğe &ouml;vg&uuml;lerimi sunuyorum.</p>