From a9a48462175d2531f4a440bc135f7addcb6bddb4 Mon Sep 17 00:00:00 2001
From: Kara <kara@edu.wll.im>
Date: Thu, 18 Jan 2024 20:06:16 +0000
Subject: Edit: /library/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1 #13

 * 2024-01-18T20:06:00

ilk komunizasyon teorisi

-- kara
---
 g/gd/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1.muse | 35 ++++++++++++++++--------
 1 file changed, 24 insertions(+), 11 deletions(-)

(limited to 'g')

diff --git a/g/gd/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1.muse b/g/gd/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1.muse
index 8a6caa7..b6d76d4 100644
--- a/g/gd/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1.muse
+++ b/g/gd/gilles-dauve-proletarya-ve-devrim-en-1.muse
@@ -1,21 +1,34 @@
-<p>Sermaye, yalnızca k&acirc;r i&ccedil;in ve onun sayesinde var olan ve anti-kom&uuml;nist &ouml;rg&uuml;tlenmelerden başka bir şey olmayan Devletler tarafından korunan bir işletmeler ağı yarattığı gibi, aynı zamanda sermayeye karşı ayağa kalkmaya zorlanan bireylerden oluşan bir kitle de yaratır. Bu kitle homojen değildir, fakat tek tek unsurları aynı rol&uuml; oynamasa da, bu kitle, giderek kom&uuml;nist devrim yolunda birleşecektir.</p>
+#title Proletarya ve Devrim
+#author Gilles Dauvé
+#source https://komunizminguncelligi.wordpress.com/2023/08/22/proletarya-ve-devrim-gilles-dauve/
+#lang en
+#pubdate 2024-01-18T20:05:42
+#authors François Martin
+#topics komünizasyon,devrim
 
-<p>Bir devrim, ger&ccedil;ek ihtiya&ccedil;ların sonucudur; o, maddi yaşam koşullarının dayanılmaz hale geldiği noktada ortaya &ccedil;ıkar. Bu devrim, aynı zamanda, sermaye tarafından yaratılan proletarya tarafından yapılır. D&uuml;nya n&uuml;fusunun, &uuml;retim ara&ccedil;larına sahip olmayan b&uuml;y&uuml;k b&ouml;l&uuml;m&uuml;, yaşamak i&ccedil;in emek g&uuml;c&uuml;n&uuml; satar. Bazıları emeğini &uuml;retici alanda, diğerleri de &uuml;retici olmayan alanda satar. Diğer bazıları da emeklerini satamazlar: sermaye yalnızca, eğer uygun bir oranda değer yaratma (ortalama k&acirc;r oranı) umudu veriyorsa, canlı emeği satın alır; satın alınmayanlar &uuml;retimden dışlanır.</p>
 
-<p>Kim ki, proletaryayla, fabrika iş&ccedil;isini (ya da daha k&ouml;t&uuml;s&uuml;, kol emek&ccedil;isini) ya da yoksulu aynı kefeye koyar o proletaryanın yıkıcılığını g&ouml;remiyor demektir. Proletarya, bu toplumun ink&acirc;rıdır. O, yoksulların toplamından değil, umutsuzlardan, kaybedecek bir şeyi olmayanlardan (Fransızcada les sans-r&eacute;serves ya da İtalyancada senza rizerve) hi&ccedil;bir şeyleri olmayanlardan, b&uuml;t&uuml;n sosyal d&uuml;zeni yıkmadık&ccedil;a kendilerini kurtaramayacak olanlardan oluşur. Proletarya, bug&uuml;nk&uuml; toplumun sona ermesidir, &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu toplum hemen hemen b&uuml;t&uuml;n olumlu yanlarını yitirmiştir. Bu y&uuml;zden proletarya aynı zamanda kendi yıkımıdır da.</p>
 
-<p>Proletaryayı, değerin savunulmasında, toplumun ıslahında oynayacağını iddia ettikleri olumlu rol dolayısıyla her y&ouml;nden g&ouml;klere &ccedil;ıkaran b&uuml;t&uuml;n teoriler (burjuva, faşist, solcu ya da &ldquo;goşist&rdquo;) karşı-devrimcidir.</p>
+Sermaye, yalnızca kâr için ve onun sayesinde var olan ve anti-komünist örgütlenmelerden başka bir şey olmayan Devletler tarafından korunan bir işletmeler ağı yarattığı gibi, aynı zamanda sermayeye karşı ayağa kalkmaya zorlanan bireylerden oluşan bir kitle de yaratır. Bu kitle homojen değildir, fakat tek tek unsurları aynı rolü oynamasa da, bu kitle, giderek komünist devrim yolunda birleşecektir.
 
-<p>Proletaryaya tapınmak, sermayenin en etkili ve tehlikeli silahlarından biri olagelmiştir. Proleterlerin &ccedil;oğu d&uuml;ş&uuml;k &uuml;cretlidir ve &ccedil;oğunlukla &uuml;retimde &ccedil;alışırlar, ancak onların proletarya olarak ortaya &ccedil;ıkmaları, d&uuml;ş&uuml;k<br />
-&uuml;cretli &uuml;reticiler olmalarından gelmez. M&uuml;lkiyetten &ldquo;yoksun bırakılmış&rdquo; olmalarından, ne yaşamları &uuml;zerinde, ne de yaşamak i&ccedil;in yapmak zorunda oldukları şey &uuml;zerinde kontrolleri olmamasından gelir.</p>
+Bir devrim, gerçek ihtiyaçların sonucudur; o, maddi yaşam koşullarının dayanılmaz hale geldiği noktada ortaya çıkar. Bu devrim, aynı zamanda, sermaye tarafından yaratılan proletarya tarafından yapılır. Dünya nüfusunun, üretim araçlarına sahip olmayan büyük bölümü, yaşamak için emek gücünü satar. Bazıları emeğini üretici alanda, diğerleri de üretici olmayan alanda satar. Diğer bazıları da emeklerini satamazlar: sermaye yalnızca, eğer uygun bir oranda değer yaratma (ortalama kâr oranı) umudu veriyorsa, canlı emeği satın alır; satın alınmayanlar üretimden dışlanır.
 
-<p>Proletarya tanımının sosyolojiyle bir ilgisi yoktur. Kom&uuml;nizmin olanaklılığını dışlayarak ileri s&uuml;r&uuml;len &ldquo;proletarya&rdquo; teorileri, metafizikten farksızdır. Bizi doğrulayan şey şudur ki, ne zaman proletarya &ouml;zerk olarak toplumun işleyişine m&uuml;dahale etmişse, ancak o zaman, s&uuml;rekli olarak, var olan d&uuml;zenin ink&acirc;rı olarak hareket etmiş, d&uuml;zene olumlu değer ya da rol sunmamış ve el yordamıyla başka bir şeylerin arayışına girmiştir.</p>
+Kim ki, proletaryayla, fabrika işçisini (ya da daha kötüsü, kol emekçisini) ya da yoksulu aynı kefeye koyar o proletaryanın yıkıcılığını göremiyor demektir. Proletarya, bu toplumun inkârıdır. O, yoksulların toplamından değil, umutsuzlardan, kaybedecek bir şeyi olmayanlardan (Fransızcada les sans-réserves ya da İtalyancada senza rizerve) hiçbir şeyleri olmayanlardan, bütün sosyal düzeni yıkmadıkça kendilerini kurtaramayacak olanlardan oluşur. Proletarya, bugünkü toplumun sona ermesidir, çünkü bu toplum hemen hemen bütün olumlu yanlarını yitirmiştir. Bu yüzden proletarya aynı zamanda kendi yıkımıdır da.
 
-<p>&Uuml;retim değeri olduğu kadar, değere dayanan d&uuml;nyanın yok edicisi de olabilen proletarya, &ouml;rneğin, işsizleri ve &ccedil;ok sayıda ev kadınını da kapsar, &ccedil;&uuml;nk&uuml; kapitalizm, işsizleri kiraladığı ve işten attığı gibi, toplam değeri arttıran ev kadınlarının emeğinden de yararlanır.</p>
+Proletaryayı, değerin savunulmasında, toplumun ıslahında oynayacağını iddia ettikleri olumlu rol dolayısıyla her yönden göklere çıkaran bütün teoriler (burjuva, faşist, solcu ya da “goşist”) karşı-devrimcidir.
 
-<p>Diğer yandan, burjuvazi, zengin olduğu ve n&uuml;fusun geri kalan kısmı da zengin olmadığı i&ccedil;in y&ouml;netici sınıf değildir. Burjuva olmak onları zengin yapmıştır, yoksa zengin olmak onları burjuva yapmamıştır. Onlar y&ouml;netici sınıftır, &ccedil;&uuml;nk&uuml; ekonomiyi makineleri olduğu kadar iş&ccedil;ileri de kontrol ederler. En dar anlamıyla alacak olursak, sahiplik, yalnızca, kapitalizmin &ouml;zel varyantlarında ortaya &ccedil;ıkan bir sınıf iktidarı bi&ccedil;imidir.</p>
+Proletaryaya tapınmak, sermayenin en etkili ve tehlikeli silahlarından biri olagelmiştir. Proleterlerin çoğu düşük ücretlidir ve çoğunlukla üretimde çalışırlar, ancak onların proletarya olarak ortaya çıkmaları, düşük
+<br>
+ücretli üreticiler olmalarından gelmez. Mülkiyetten “yoksun bırakılmış” olmalarından, ne yaşamları üzerinde, ne de yaşamak için yapmak zorunda oldukları şey üzerinde kontrolleri olmamasından gelir.
+
+Proletarya tanımının sosyolojiyle bir ilgisi yoktur. Komünizmin olanaklılığını dışlayarak ileri sürülen “proletarya” teorileri, metafizikten farksızdır. Bizi doğrulayan şey şudur ki, ne zaman proletarya özerk olarak toplumun işleyişine müdahale etmişse, ancak o zaman, sürekli olarak, var olan düzenin inkârı olarak hareket etmiş, düzene olumlu değer ya da rol sunmamış ve el yordamıyla başka bir şeylerin arayışına girmiştir.
+
+Üretim değeri olduğu kadar, değere dayanan dünyanın yok edicisi de olabilen proletarya, örneğin, işsizleri ve çok sayıda ev kadınını da kapsar, çünkü kapitalizm, işsizleri kiraladığı ve işten attığı gibi, toplam değeri arttıran ev kadınlarının emeğinden de yararlanır.
+
+Diğer yandan, burjuvazi, zengin olduğu ve nüfusun geri kalan kısmı da zengin olmadığı için yönetici sınıf değildir. Burjuva olmak onları zengin yapmıştır, yoksa zengin olmak onları burjuva yapmamıştır. Onlar yönetici sınıftır, çünkü ekonomiyi makineleri olduğu kadar işçileri de kontrol ederler. En dar anlamıyla alacak olursak, sahiplik, yalnızca, kapitalizmin özel varyantlarında ortaya çıkan bir sınıf iktidarı biçimidir.
+
+Proletarya, işçi sınıfı değil, işi eleştiren sınıftır. O, eski dünyanın yıkımıdır, yalnızca potansiyel olarak; bu yıkım, yalnızca bir sosyal gerginlik ve karışıklık anında, sermaye tarafından komünizmin temsilcisi olmaya zorlandığı zaman gerçek haline gelir. O, zamanın burjuvazisi gibi hakim sınıf olmak için değil, sınıflı toplumu yıkmak için birleştiği, örgütlendiği zaman, ancak o zaman kurulu toplumu yıkabilir; o anda yalnızca tek bir sosyal fail vardır: insanoğlu. Fakat, onu ön plana çıkaran böyle bir çatışma döneminin dışında, proletarya, sermayenin bir unsuru, makinenin bir çarkı statüsüne iner (ve elbette bu yön, sermaye tarafından göklere çıkarılır, işçiye yalnızca var olan toplumsal sistemin bir parçası olarak tapılır). “Uvriyerizm”den ve işçicilikten (entelektüelizmin diğer yüzü) uzak olan radikal düşünce, ne işçi sınıfını göklere çıkarır, ne de kol çalışmasına sonsuz mutluluk olarak saygı gösterir. Radikal düşünce, onların üretimdeki yerleri, üretimi devrimcileştirmeye daha elverişli olduğundan, üretici işçilere belirleyici (istisnai değil) bir rol verir. Yalnızca bu anlamda (genellikle de beyaz iş tulumu giyen ve muhtemelen kravat takan) mavi yakalılar, diğerlerinden farklı görevler yerine getirme sosyal fonksiyonları oranında merkezi bir rol oynarlar. Yine de, işsizliğin, gündelikçi işçiliğin, hayatın her anındaki okul ve eğitim süresinin uzamasının, geçici ve part-time işlerin, erken emekliliğe zorlanmanın yaygınlaşması; insanların sefaletten işe ve zaman zaman işsizlik parasının düşük ücrete eşit hale gelmesiyle yeniden sefalete ve kaçak işlere yönelmesi sonucu ortaya çıkan, refahın ve işsizliğin o tuhaf karışımı; işle işsizlik arasındaki farkın ne olduğunu söylemeyi iyice zorlaştırır.
+
+Yakın bir dönemde, Marx’ın ilk yazılarında sözünü ettiği benzeri bir çözülme aşamasına girebiliriz. Her güçlü tarihi karışıklık döneminde (1840’lar ve 1917 sonrası gibi) proletarya, sosyal bağların gevşemesini (işçi sınıfının ve orta sınıfın sosyal merdivenden aşağı kaymaları ya da bunun korkusunu duymaları) ve geleneksel değerlerin (kültür artık birleştirici olamamaktadır) zayıflamasını yansıtır. Eski toplumun yaşam koşulları, proleterlerce şimdiden olumsuzlanmıştır. Çalışma ahlâkını bozan, hippiler ya da punklar değil, modern kapitalizmdir. Mülkiyet, aile, ulus, ahlâk, burjuva anlamda siyaset, proletarya koşulları içinde çöküşe doğru yol alma eğilimindedirler.
 
-<p>Proletarya, iş&ccedil;i sınıfı değil, işi eleştiren sınıftır. O, eski d&uuml;nyanın yıkımıdır, yalnızca potansiyel olarak; bu yıkım, yalnızca bir sosyal gerginlik ve karışıklık anında, sermaye tarafından kom&uuml;nizmin temsilcisi olmaya zorlandığı zaman ger&ccedil;ek haline gelir. O, zamanın burjuvazisi gibi hakim sınıf olmak i&ccedil;in değil, sınıflı toplumu yıkmak i&ccedil;in birleştiği, &ouml;rg&uuml;tlendiği zaman, ancak o zaman kurulu toplumu yıkabilir; o anda yalnızca tek bir sosyal fail vardır: insanoğlu. Fakat, onu &ouml;n plana &ccedil;ıkaran b&ouml;yle bir &ccedil;atışma d&ouml;neminin dışında, proletarya, sermayenin bir unsuru, makinenin bir &ccedil;arkı stat&uuml;s&uuml;ne iner (ve elbette bu y&ouml;n, sermaye tarafından g&ouml;klere &ccedil;ıkarılır, iş&ccedil;iye yalnızca var olan toplumsal sistemin bir par&ccedil;ası olarak tapılır). &ldquo;Uvriyerizm&rdquo;den ve iş&ccedil;icilikten (entelekt&uuml;elizmin diğer y&uuml;z&uuml;) uzak olan radikal d&uuml;ş&uuml;nce, ne iş&ccedil;i sınıfını g&ouml;klere &ccedil;ıkarır, ne de kol &ccedil;alışmasına sonsuz mutluluk olarak saygı g&ouml;sterir. Radikal d&uuml;ş&uuml;nce, onların &uuml;retimdeki yerleri, &uuml;retimi devrimcileştirmeye daha elverişli olduğundan, &uuml;retici iş&ccedil;ilere belirleyici (istisnai değil) bir rol verir. Yalnızca bu anlamda (genellikle de beyaz iş tulumu giyen ve muhtemelen kravat takan) mavi yakalılar, diğerlerinden farklı g&ouml;revler yerine getirme sosyal fonksiyonları oranında merkezi bir rol oynarlar. Yine de, işsizliğin, g&uuml;ndelik&ccedil;i iş&ccedil;iliğin, hayatın her anındaki okul ve eğitim s&uuml;resinin uzamasının, ge&ccedil;ici ve part-time işlerin, erken emekliliğe zorlanmanın yaygınlaşması; insanların sefaletten işe ve zaman zaman işsizlik parasının d&uuml;ş&uuml;k &uuml;crete eşit hale gelmesiyle yeniden sefalete ve ka&ccedil;ak işlere y&ouml;nelmesi sonucu ortaya &ccedil;ıkan, refahın ve işsizliğin o tuhaf karışımı; işle işsizlik arasındaki farkın ne olduğunu s&ouml;ylemeyi iyice zorlaştırır.</p>
 
-<p>Yakın bir d&ouml;nemde, Marx&rsquo;ın ilk yazılarında s&ouml;z&uuml;n&uuml; ettiği benzeri bir &ccedil;&ouml;z&uuml;lme aşamasına girebiliriz. Her g&uuml;&ccedil;l&uuml; tarihi karışıklık d&ouml;neminde (1840&rsquo;lar ve 1917 sonrası gibi) proletarya, sosyal bağların gevşemesini (iş&ccedil;i sınıfının ve orta sınıfın sosyal merdivenden aşağı kaymaları ya da bunun korkusunu duymaları) ve geleneksel değerlerin (k&uuml;lt&uuml;r artık birleştirici olamamaktadır) zayıflamasını yansıtır. Eski toplumun yaşam koşulları, proleterlerce şimdiden olumsuzlanmıştır. &Ccedil;alışma ahl&acirc;kını bozan, hippiler ya da punklar değil, modern kapitalizmdir. M&uuml;lkiyet, aile, ulus, ahl&acirc;k, burjuva anlamda siyaset, proletarya koşulları i&ccedil;inde &ccedil;&ouml;k&uuml;şe doğru yol alma eğilimindedirler.</p>
 
-- 
cgit v1.2.3