Anonim
Alper Sapan Hakkında Yazılanlar
“ulan alper ,ağzında sürekli a las barricadas’ın ıslık versiyonu, penguen yürüyüşün, kiraları geciktirmen, kedinin boklarını temizlememen ile tam bir yavşaktın, gel gör ki canım gibi seviyormuşum seni, gitmeden önce de taşşağını geçmiştik, sen gider şimdi orada ölür kalırdın diye, yüzündeki sikik gülümseme ve zoraki ciddiyetliğinle ajitasyon çekmiştin bir de, politik göt, daha anasını sikecektik eskişehir’in, sen bir pasifist olarak destek olacaktın biz espark’ı bombalayacaktık, toplantı alacaktık, toplumsallaşacaktık, sen polonya’ya gidecektin, ıı. bakunin olup avrupa’da devrimi örgütleyecektik, yine yaptın yapacağını, kara bayrak basın açıklamasında görünecek diye ön taraflara geçtin, evi boşaltırken elindeki kağıda insanlığın devrim sürecinde izleyeceği evreleri yazmıştın, ‘atma, çıkaracağın kitabında bu yoldan ilerlersin’ diye taşşak geçmiştim de alınıp çöpe atmıştın, sokaklarda sosyalistlerin ‘o ölümsüzdür’, ‘bu ölümsüzdür’ yazılarıyla taşak geçecez diye ‘alper sapan ölümlüdür’ yazacaktık eskişehir duvarlarına, sosyalist jargondan nasıl da tiksiniyorduk, sen bana bugün ‘alper sapan ölümsüzdür’ diye slogan attırdın, aşk olsun orospu çocuğu, aşk olsun..”
#########
“İntikamını alamazsam yanına gömmesinler beni Alper. Yeminim olsun bunun peşini bırakmam. Olmuyor Alper. Oturuyorum kalkıyorum hazmedemiyorum. Çığlıklarım dindi şimdi beynimde bir uğultu… Düşünmeden edemiyorum seni. Kabullenemiyorum gözüm. Kabullenemiyorum ölümünü. Hala bekliyorum arayacaksın diye. Dört duvar cehennem oldu. Ben sana bakmaya kıyamadım. Öpmeye kıyamadım. Seversem canın yanar diye korktum. Seni parçalara ayırdılar Alper’im. Nasıl kıydılar sana. Parçalanmış bedenlerin fotoğrafları paylaşılıyor, sevmiş olduğum adamın parçalarını görür müyüm diye düşünüyorum. Bunu nasıl yaşattınız bize.”
#########
”
Alper’im.
Bu yazıyı yazmak çok zor, saatlerdir kelimeleri toparlamaya çalışıyorum. Temmuz’da beş sene olacak, hala kabullenemiyorum. Korkağın teki olduğum için mezarını ziyaret edemedim. Hiç beklemediğim bir anda çıkıp gelecek, pis pis sırıtıp küfür edecekmişsin gibi hissediyorum.
Gittiğin günün birkaç ay öncesinde buluşmuştuk en son. Sağa sola “Devrim şehitleri ölümlüdür.” yazıları yapıştırmıştık. Nasıl eğlenmiştik, nasıl çocuktuk. Karnımız ağrıyana kadar gülmüştük. Yüksel’de senin için “Ölümsüzdür.” sloganı attığımız gün bir yerden bana bakıp dalga geçtiğini hissettim.
İşgal evleri kuracaktık, hackerspace açacaktık, otonom ağlar yaratacaktık, eğitmen olacaktık, ne kadar hayvan hapishanesi varsa hepsini teker teker basacaktık. Polonya’ya gidecektin, oradaki deneyimlerini buraya aktaracaktık.
Keşke o kabustan önce, bir şekilde Polonya’ya gidebilseydin Alper’im. Aşık olduğun kadın Lehçe ağıtlar yakıyor senin için.
Öldüğünden beri seni düşünmediğim tek bir gün bile geçmedi. Rüyama girdiğin her seferinde gözlerimi açmak istemedim. Dışarıda defalarca birilerini sana benzettim, sen olmanı diledim.
Öldüğünü öğrendiğimde her bir parçamın koptuğunu hissettim, kopmadıklarını görünce yerin dibine girdim.
Senin alamadığın her nefeste, benim başıma gelen ama senin yaşayamadığın her güzel şeyde yerin dibine girdim.
Sen orda parça parça yatarken ben keyif çatıyordum, yerin dibine girdim.
Keşke sen değil de ben gitseydim Alper’im.
Seni çok özledim. Seni çok seviyorum.”
#########
“alper sapan, üzerinde siyah parkası, dilinde a las barricadas’ın müziği ile yürürdü eskişehir sokaklarında. arkadaşı hasan savcı, “500 metre öteden görseniz, ‘bu kesin alper’ dersiniz. penguen gibi parkasıyla beraber yürürdü” diyor.
eskişehir’den kobanê yoluna düştüğünde 19 yaşındaydı. anarşistti, eskişehir anarşi inisiyatifi’nin kuruluşunda yer almıştı. öncesinde de mersin ve istanbul’da anarşist çalışmalar yapmıştı. 15 mayıs 2014 tarihinde de vicdani reddini açıklamıştı.
giresunluydu. ancak bu kimliği, otostop yolculuklarında şoförün durumuna göre hatırlardı.
eskişehir’den yoldaşı sitem bütün’le yola çıkmıştı. önce ankara’ya otostopla gitmişler, orada sgdf’liler buluşarak, yola devam etmişler.
heyecanlıydı. yol boyunca bir deftere sürekli notlar aldı. sitem “orada yapacaklarını, insanlarla neler konuşacağını yazıyordu” diyor. sitem’e göre, kobanê’nin inşasına kendi elleriyle katılmak istiyordu, bir de savaşçılara anarşizm ile ilgili sorular sormak.
arkadaşı merve çubukçu, alper’i herhangi bir tanıma oturtamıyor. ancak “çok küçük şeyleri geliştirip kocaman bir hale sokabiliyordu” diyor ve ekliyor: “otururduk rastgele bir konuyu konuşurduk, duvarları boyardık, film izlerken o film üzerine konuşurduk.”
yavaş bir insandı. “hemen yapayım bitireyim” değil de, “yavaş yavaş, demlene demlene yapayım” gibi. arkadaşı merve, “evi taşırken, bir koltuğu evirip çevirmesi yerleştirmesi 5 saati almıştı. tüm bir gün boyunca, koltuğu yerleştirip bardakları dizmiştik. bu yapılması gereken işten ziyade aynı zamanda geçirdiğimiz vakitti” diyor.
freelance olarak web tasarımı yaparak geçimini sağlıyordu. sürekli bir şeyle uğraşırdı. son günlerde rusça ve almanca öğrenmeye çalışıyordu. bunu da kursa gitmek yerine, kendi çabasıyla yapıyordu. genelde anarşi okumaları yapardı. her şeyi not alırdı. arkadaşı hasan, “sıradan bir konuşma sırasında not aldığı olurdu. yeri ve zamanını iyi bilen bir insandı” diyor.
çok kıyafeti yoktu. hasan “çeşit çeşit giyinen bir insan değildi” diyor. sitem ekliyor: “alper’in kamerası olmayan hatta hiçbir özelliği olmayan sadece aramaya yarayan bir telefonu vardı. bunu kullanmakta çok ısrarlıydı. bataryası şişmişti artık ve sürekli takıp çıkartırdı. üflerdi, temizlerdi. ‘tamam’ derdi.”
endüstriyel ürünlere karşıydı. hatta, alternatif temizlik maddeleri olarak neler üretilebileceği üzerine kafa yorardı.
arada bir gitar çalardı. a las baricadas’ın dışında the toll’u da çok severmiş. joy division dinliyormuş. hasan, “grup yorum dinlediğini de biliyorum. çeşitliydi. açık fikirli olduğu için, kendini kısıtlayarak bakmazdı. müzikte de böyleydi ama popüler müzikten hoşlanmazdı” diyor.
en son okuduğu kitap; çürümenin kitabı olmuş.
güleç bir insan. sitem, gülerek anlatıyor: “en olmadık yerde gülerek şaşırtmıştı beni. ağzını kocaman açarak gülerdi, çarpık dişleri ile. ama aynı zamanda öfkeliydi. çok öfkeliydi.”
hasan, alper’in mücadeleci yanına dikkat çekiyor, “anarşist mücadeleye hayatını adamış ve devamını getirecek olan da bir insandı” diyor.
polonya’ya gitmeyi planlıyormuş. eskişehir’deki arkadaşları bu fikre razı olmamış. ancak oradaki işgal evleri deneyimini yerinde görmek için gitmek istiyormuş.”