Başlık: Ludwig Rubiner'in "Psikanaliz" kitabı
Yazar: Otto Gross
Konu: psikanaliz
Tarih: 1913
Kaynak: https://theanarchistlibrary.org/library/otto-gross-ludwig-rubiner-s-psychoanalysis
Notlar: Çeviren : Nuri Can Alber Çabuk

Çevirmenin notu: Ludwig Rubiner, Die Aktion'da Gross'a karşı polemik yazmış olan Ekspresyonist bir yazardı. Aşağıda Gross'un cevabı yer almaktadır.

Yıllar önce Salzburg Psikanalistler Kongresi'nde "psikanalitik ilkenin", yani bilinçdışının keşfinin, bir bütün olarak kültürün temel sorunlarına ve geleceğin zorunluluğuna getirdiği bakış açısından söz etmiştim. S. Freud'un o zamanki yanıtı şuydu: "Bizler doktoruz ve doktor olarak kalmak istiyoruz".

Hediyenin, hediyeyi verenin umduğundan çok daha büyük olduğunu şimdi biliyoruz. Bugün bilinçdışı psikolojisi, gerçek sorulara gerçek yanıtlar ve doğru hedeflere ulaşmak için doğru yollar bulmanın ilk ve tek kesin garantisidir - bu temelde ilk adımları atmaya çalışan, ancak bocalayan bir dergi zaten var. Elbette edebiyatçılar hala -naif ve basit bir şekilde- "Sadece kaba pratik kullanımı, iyileştirici etkisi önemlidir" diye düşünebilirler.

Ama biz şunu savunuyoruz: İnsanın artık kendini tanıyabilmesi, insanların umut etmesine izin verilmesi ve birbirlerini anlamak için çaba göstermek zorunda kalmaları, bu şekilde bireyi çevreleyen sonsuz ve nihai yalnızlığın aşılabilir hale gelmesi, gerçekten canlı köklere sahip bir etiğin kendini duyurması, işte bu onun pratik etkisi ve değeridir.

Elbette şimdiye kadar sanat, bilinçdışı psikolojik anlamların anlaşılmasına giden yolu gösteren tek yol gösterici ışık olmuştur ve yeni bilgi yollarına öncülük etmesi için yine sanatçının gücüne başvurulacaktır. Bilinçdışı psikolojisinin ima ettiği nihai sorulara kendini açmaktan kaçınan herhangi bir sanat, artık sanat olmayacaktır.

Yalnızlığın ötesine geçmeyi arzulayan bizler, artık yasa koyucu ruhun yaratıcı ruh olacağına inanmıyoruz - bu doğru: fikir kendi başına ve kendi içinde tahrif eder, zorlar - ama sadece yalnızlığın ötesine geçmiş bir fikrin, yani sevgi içinde var olan bir fikrin yaratıcı ve özgür olacağına, özgür ruh olacağına inanıyoruz. Sevgi içinde var olmayan bir özgür ruh tutucu ya da parçalayıcı, Tanrı ya da Şeytan olacaktır, ama asla özgür ruh olmayacaktır.

Ludwig Rubiner kadın ve özgür ruhu yan yana koyarak vahim bir hataya düşmektedir. Biz inanıyoruz ki, kadın ile özgürlüğü ve ruhu bir araya getirecek olan devrim, ilk ve tek gerçek devrim olacaktır.