Başlık: Şiddetsizlik İntihar Olduğu Zaman
Tarih: 2001
Kaynak: https://reznov.noblogs.org/siddetsizlik-intihar-oldugu-zaman/

2025’in sonbaharı. Tekno-endüstriyel sistem bir yıl önce yıkıldı, fakat sen ve arkadaşların pekala yaşıyorsunuz. Bahçeniz geçen yaz zenginleşmiş ve gelecek kış boyunca size yetecek kadar kulübenizde kurutulmuş sebzeler, kurutulmuş fasulyeler ve diğer besinlerden iyi miktarda erzak bulunmakta.

Sadece şimdi patateslerinizi hasat ediyorsunuz. Bahçıvan belleriniz ile, sen ve arkadaşların birinin ardından diğer bir patatesi kökünden söküyor ve dolgun kökleri topraktan dışarı alıyorsunuz.

Birden arkadaşınız dirseği ile sizi dürtüyor ve bakıyorsunuz. Uh-oh. Çete görünüşlü bir grup patikanızdan size yaklaşıyor. Silahları var. Bela gibi gözüküyorlar, fakat sen katı bir duruşla dikiliyorsun. Çetenin lideri sana doğru yaklaşıyor ve şöyle diyor :

“Hoş görünüşlü patatesleriniz var”/ “Evet, diye cevaplıyorsun. “Hoş görünüşlü patatesler.” “Onları alıyoruz” diye karşılık veriyor çetenin lideri. “Canın cehenneme!” diye cevaplıyorsun. “Bu patatesleri yetiştirmek için uzunca bir yaz dönemini yoğun çalışmayla geçirdik.”

Çetenin lideri tüfeğini suratına doğru tutuyor ve “Siktir git!” diyor. Sonra adamlarına “Dick, Ziggy, kulübeyi kontrol edin ve ne çeşit yiyecekleri olduğuna bakın. İçeri girip, kışı burada geçirebiliriz. Mick, kaçmadan önce şu kaltağı yakala. Hoş bir kıçı var. Bu gece hepimiz onunla yatacağız”.

Sinirleniyorsun ve bağırmaya başlıyorsun, “Seni piç kurusu! Bunu yapamazsın ” Tüfek ateş alır. Ölüsün.


Şiddetsizlik sadece sizi koruyan polis olduğunda işe yarar. Polis korumasının yokluğunda, şiddetsizlik intihara çok yakındır.

İtiraf edildiği gibi şiddetsizlik bütün zamanlar ve yerlerde gerçek değildir. Colin Turnbull’un tanımladığı gibi Afrikalı Pigmelerin arasında, insanlara karşı ölümcül şiddet hemen hemen bilinmemekteydi. Diğer göçebe avcı ve toplayıcı toplumlarda, insanlar kimi zaman bir diğerini kavgalarda öldürür, ancak asla bir diğerinin toprağını zaptetmez veya sistemli olarak kabileleri. Bu koşullar altında, şiddetsizlik yaşam mücadelesi ile uyuşmaz.

Fakat, gerçeğe uygun olarak, eğer tekno-endüstriyel sistem yıkıldığında veya yıkıldığı zaman bu koşullar yürürlükte olacak koşullar değiller. Dışarıda bir çok tehlikeli adam olacak: Naziler, Cehennemin Melekleri, Ku Klux Klanları herhangi bir gruba ait olmayan birçokları. Sistem çöktüğü vakit ince sisin içinde kaybolmayacaklar. Hala etraflarda bir yerlerde olacaklar. Demiş olsalar bile muhtemelen kendi yiyeceklerini yetiştirme konusunda mükemmel olamayacaklar ve denemeyecekler çünkü bu tarz insanlar başka birinin yiyeceğini almaya kendi yiyeceklerinin yetiştirmekten daha uygun bulacaklar. Ve hırçın oldukları sürece, hatta yiyeceğine ihtiyaçları olmamasına rağmen.

Şimdiki koşullar altında barışçıl ve yumuşak tavırlı insanların çoğu da, yiyecek için veya yiyecek yetiştirebilecek iyi tarım toprağı bakımından çaresiz olduğunda hırçın insanlara dönebilir. Yiyecek eksiklikleri, köylülerin hala kendi kendilerine yeterli oldukları dünyanın şu an geri kalmış olarak tabir edilen yerlerinde kritik olmayabilir, fakat tarımın tamamen pestisitlere, kimyasal gübrelere ve traktörler için yakıta (diğer şeylerin arasında) bağımlı olan endüstriyel şehirlerde ve çok az insanın kendi yiyeceğini yeterli olarak yetiştirme yeteneğine sahip olduğu şehirlerde, yiyecek eksiklikleri, sistem çöktüğünde kesinlikle çok şiddetli olacak.

Hatta tartışmanın hatrı için endüstriyel şehirlerde yeterli ekilebilir alan olduğunu böylece insanların, teoride, kendi yiyeceklerini ilkel metotlarla yetiştirebileceklerini farz edelim. İşler durumdaki devletin yokluğunda, kent sakinlerini kırlara dağıtacak bir yol olmayacak ve sistematik olarak her aile kendi toprağını tahsis edecek. Netice olarak, kaos ve karışıklık olacak. Bazı insanlar kendileri için çok ya da en iyi toprağı zaptetmeye çalışacaklar, diğerleri onlara karşı çıkacak ve ölümcül kavgalar başlayacak. Silahlı gruplar kendi korunmaları için veya saldırgan maksatlı kişiler için organize olacaklar. Eğer bu sistemin çöküşünden hayatta kalmak istiyorsan, kendini silahlandırman ve silahını yeterli olarak kullanmaya hazır olman en iyisidir. Bu fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da hazır olma anlamına gelmektedir.

Silahlı olman ve kendini korumak için dövüşe hazır olman, sadece hayatta kalman için önemli bir koşul olmayacak, senin görevin olacak. Naziler, Cehennemin Melekleri, Ku Klux Klanları özgürlüğün en tehlikeli düşmanları olmayacak. Çünkü bu insanlar itaatsiz, kavgacı, kanunsuzdur, büyük, etkili örgütler yaratmaları olasısızdır. En tehlikelileri, şimdiki sistemin omurgasını oluşturan insanlar olacaktır, disiplinli örgütlerde yaşamaya adapte olmuş insanlar: burjuva tipler mühendisler, iş adamları, bürokratlar, ordu subayları, bazı polisler ve daha başkaları. Bu insanlar düzeni, örgütü ve teknolojik sistemi mümkün olan en kısa sürede yeniden kurmak için endişeli olacaklar. Onların metotları Naziler ve Cehennemin Meleklerinden daha az kaba olacak, ancak hedeflerinin testi için bunlar önemli olduğunda, güç ve şiddet kullanmaya tereddüt etmeyecekler. Bu insanlara karşı kendinizi fiziksel olarak korumaya hazır olmalısınız.