Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
diff options
context:
space:
mode:
authorKara <kara@edu.wll.im>2024-04-22 22:15:29 +0000
committerKara <kara@edu.wll.im>2024-04-22 22:15:29 +0000
commitd1e689e3c461cfcc6753ae621dfcd84c3df015d9 (patch)
tree284bff9946c118fd68a65152fcf48ad5f12bd1c6
parent9d6447dca83f920246f758e235183b63efa15ddd (diff)
HTML: /library/antonin-artaud-afyon-trafigi-en #115
* 2024-04-22T22:15:23 metin eklendi -- kara
-rw-r--r--a/aa/antonin-artaud-afyon-trafigi-en.muse46
1 files changed, 46 insertions, 0 deletions
diff --git a/a/aa/antonin-artaud-afyon-trafigi-en.muse b/a/aa/antonin-artaud-afyon-trafigi-en.muse
new file mode 100644
index 0000000..57399cc
--- /dev/null
+++ b/a/aa/antonin-artaud-afyon-trafigi-en.muse
@@ -0,0 +1,46 @@
+<p>Niyetim samimiyetle yanıt vermektir, b&ouml;ylece bir kez ve herkes i&ccedil;in artık uyuşturucunun s&ouml;zde tehlikesi hakkında uyarılarla saldırıya uğramayacağız.</p>
+
+<p>Benim bakış a&ccedil;ım a&ccedil;ık&ccedil;a antisosyal.</p>
+
+<p>Afyon kullanımına saldırmanın tek bir mantıklı gerek&ccedil;esi vardır: kişisel zevklerin bir şekilde toplumun titreyen masumlarına bulaşacağı.</p>
+
+<p>Bu iddia yanlıştır.</p>
+
+<p>Bedenen ve ruhen bozuk doğarız; doğuştan berbat durumdayız. Afyonu ortadan kaldırmak su&ccedil; işleme d&uuml;rt&uuml;s&uuml;n&uuml;, bedenin ve ruhun habisliklerini, umutsuzluk eğilimini, feryat eden ahmağı, &ccedil;i&ccedil;ek hastalığına yakalanmış bebeği ya da i&ccedil;g&uuml;d&uuml;lerin giderek par&ccedil;alanmasını ortadan kaldırmaz. Zehirlenmeye mahkum bireyler olduğu ger&ccedil;eğini değiştirmez: morfinle zehirlenen, okumakla zehirlenen, izolasyonla zehirlenen, mast&uuml;rbasyonla zehirlenen, sınır tanımadan sevişmekle zehirlenen, ruhta k&ouml;k salmış zayıflıkla zehirlenen, i&ccedil;kiyle zehirlenen, kenevirle zehirlenen, sosyopatlıkla zehirlenen. Asla toplumun bir par&ccedil;ası olmayacak tedavi edilemez, kaba ruhlar vardır, ancak onların aptallık ara&ccedil;larını ortadan kaldırırsanız, on binlerce yenisini yaratacaklardır. Kurnaz, &ouml;fkeli, acımasız ve &ccedil;aresiz ara&ccedil;lar yaratacaklardır. İnsan doğası en derinlerine kadar antisosyaldir. B&uuml;rokratik sosyal organizmanın bireyin doğal eğilimleriyle m&uuml;cadele edebilmesi ancak iktidarın gasp edilmesiyle m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</p>
+
+<p>O halde kayıpları terk edelim. Zamanımızı onları rehabilite etmeye &ccedil;alışmaktan daha iyi bir şekilde değerlendirebiliriz; bu &ccedil;aba hem faydasız, hem iğren&ccedil;, hem de tehlikelidir.</p>
+
+<p>İnsanlıktaki umutsuzluğun nedenlerini hi&ccedil;bir zaman tespit edip ortadan kaldıramayacağımıza g&ouml;re, bir insanın kendisini kederden arındırmasını engellemeye hakkımız yoktur. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o zaman gizli d&uuml;rt&uuml;lerini, bir ara&ccedil; aramaya y&ouml;nelik &ouml;zel eğilimini bastırmak, aslında kendisini kuşatan k&ouml;t&uuml;l&uuml;kten kurtaracak bir aracın var olduğuna inanmak gerekecektir.</p>
+
+<p>Dahası, kaybolanlar aslında en başından beri kaybolmuşlardır ve t&uuml;m ahlaki rehabilitasyon kavramları değersizdir: intiharda, su&ccedil;ta, aptallıkta ve delilikte i&ccedil;sel bir fatalite, tartışılmaz bir tedavi edilemezlik vardır; insan karakterinde yenilmez bir boynuzlanma ve kalıcı bir aşağılanma vardır. İnsan ruhu doğası gereği hadım edilmiştir.</p>
+
+<p>Afazi, ataksi, sifilitik menenjit, hırsızlık ve gasp. Cehennem bu d&uuml;nyadadır ve cehennemden ka&ccedil;an talihsiz insanlar, sonsuza dek ka&ccedil;ışlarını yeniden canlandırmaya mahkumdurlar. Ama bu kadar sa&ccedil;malık yeter.</p>
+
+<p>İnsan zavallıdır; ruh zayıftır; ve koşullar ne olursa olsun, her zaman lanetlenecek yaratıklar vardır. Onların lanetlenmesini sağlayan ara&ccedil;ların pek bir &ouml;nemi yoktur ve her hal&uuml;karda toplumu ilgilendirmez.</p>
+
+<p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; toplumun yapıcı eylemde bulunmaktan aciz olduğu yeterince kanıtlanmıştır. Zamanını boşa harcıyor ve sadece kendi aptallığı i&ccedil;inde daha da k&ouml;kleşiyor. Eylemleri her zaman zararlıdır.</p>
+
+<p>Ger&ccedil;ekle y&uuml;zleşmek isteyenler i&ccedil;in Amerika Birleşik Devletleri&rsquo;nden ve onun &ccedil;ılgınlıktaki aşırılıklarından daha uzağa bakmaya gerek yoktur: eter katılmış bira, kokain katılmış karaborsa lik&ouml;r&uuml;, toplumun kanseri olarak sarhoşluk. Kısacası, yasak meyvenin doğal kanunu.</p>
+
+<p>Afyon i&ccedil;in de aynı şey ge&ccedil;erli.</p>
+
+<p>Şimdiye kadar, uyuşturucu karşıtı yasalar sadece, bu zararsız (zararsız &ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;nemsiz ve marjinaller) uyuşturucu d&uuml;şk&uuml;nleri mezhebine, akılları, ruhları ve hastalıkları tarafından lanetlenmiş bu azınlığa karşı haklı bir &ouml;fke &uuml;zerine kurulu boktan bir itibar inşa eden tıp, gazetecilik ve edebiyat pezevenklerinin işine yaradı.</p>
+
+<p>Pezevenk ahlakının g&ouml;bek bağı ne kadar da g&uuml;zel d&uuml;ğ&uuml;mlenmiş. Annelerinden ayrıldıklarından beri hi&ccedil; g&uuml;nah işlemediler! Bunlar havariler, rahiplerin torunları. İnsan sadece bu &ouml;fkenin kaynağını, bunun sonucunda ne kadar parayı cebe indirdiklerini ve başka hangi g&uuml;zellikleri elde ettiklerini merak edebilir.</p>
+
+<p>Ancak konumuz bu değil.</p>
+
+<p>Doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse, uyuşturucu ve uyuşturucu yasaları &uuml;zerine koparılan bu yaygara 1) tatmin edilsin ya da edilmesin, ruhun doğasında var olan ve uyuşturucu hi&ccedil; var olmasaydı bile bağımlıyı antisosyal davranışlara itecek olan mutlak uyuşturucu t&uuml;ketme ihtiyacı karşısında g&uuml;&ccedil;s&uuml;zd&uuml;r; 2) aslında uyuşturucuya olan ihtiyacı arttırmakta, kabul edilemez kamusal davranışları gizli bir ahlaksızlığa d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmektedir; ve 3) en &ouml;nemli ve tehlikeli nokta olan uyuşturucu hastalığının toplamını arttırmaktadır.</p>
+
+<p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; ne yazık ki bu hastalık i&ccedil;in tedavi her zaman var olacaktır.</p>
+
+<p>Uyuşturuculara karşı &ccedil;ıkarılan t&uuml;m yasalar, kısıtlamalar ve halkla ilişkiler jestleri, başarılı olduklarını varsayarsak, yalnızca insanlığın en yoksul unsurlarını &mdash;ki bunlar devredilemez haklara sahiptir&mdash; acıları i&ccedil;in bir ila&ccedil;tan, ekmekten daha g&ouml;rkemli bir besinden ve nihai bir diriliş y&ouml;nteminden mahrum bırakmayı başaracaktır.</p>
+
+<p>Tıp mesleği, morfinden daha iyi veba, yaşamdan daha iyi cehennem diye haykırıyor! Bu embesiller, bağımlının kendi hastalığında boğulmasına izin vermenin gerekli olduğunu iddia ediyor. Bu t&uuml;r a&ccedil;ıklamalarla h&ouml;d&uuml;kler, kamu yararı adına kendilerine serbest saltanat sağlıyorlar.</p>
+
+<p>İntihar edin, umutsuzlar! Aklınız ve bedeniniz işkence altında, t&uuml;m umudunuzu kaybedeceksiniz! D&uuml;nyada artık rahat yok. D&uuml;nya sizin kokuşmuş etinizle besleniyor!</p>
+
+<p>Ve siz, yetenekli deliler, spastikler, kanser hastaları, beyni şişmiş kronik vakalar, siz yanlış anlaşılıyorsunuz. Sizde hi&ccedil;bir doktorun asla anlayamayacağı bir şey var ve sizi y&uuml;ce, saf ve muhteşem kılan da bu ger&ccedil;eğin ta kendisidir. Hayatın dışında duruyorsunuz, hayatın &uuml;st&uuml;nde duruyorsunuz, sıradan bir insanın asla anlayamayacağı bir hastalığınız var, normal seviyeyi aşıyorsunuz ve bu y&uuml;zden insanları karıştırıyorsunuz, &ccedil;&uuml;nk&uuml; onların sessizliklerini zehirliyor ve yapay akıl sağlığını bozuyorsunuz. Acının bastırılamaz bi&ccedil;imleri bilinen kategorilere uymuyor, bilinen terimlerle ifade edilemez: kavranamayan tekrarlayan acı, d&uuml;ş&uuml;ncenin dışında gezinen tedavi edilemez acı, ne bedenin ne de ruhun acısı, ama her ikisine de benzeyen bir acı. Ve ben, bu acıyı paylaşıyorum ve size soruyorum: Kim bizim rahatlamamızı &ouml;l&ccedil;meye cesaret edebilir? Arzularımızın ve acı &ccedil;ekme ısrarımızın bir sonucu olarak bilginin ve berraklığın tam k&ouml;k&uuml;nde yaşayan bizler; acıları ruhlarımızda gizli s&uuml;k&ucirc;net yerleri arayışında, başkalarının yalnızca iyiliği aradığı yerde k&ouml;t&uuml;l&uuml;kte d&ouml;v&uuml;lm&uuml;ş zihinsel bir denge arayışında dolaşan bizler. Biz deli değiliz. Bizler harika doktorlarız. Ruhun dozajını, hassasiyetlerini, iliklerini, d&uuml;ş&uuml;ncelerini biliriz. Bizi rahat bırakın. Bizi hastalığımızla baş başa bırakın, insanlardan başka bir şey istemiyoruz. Sadece acıdan kurtulmak istiyoruz. Kendi yaşamlarımızı değerlendirdik, kendimize ve başkalarına koyduğumuz kısıtlamaları anlıyoruz, hastalığımızın bize her g&uuml;n dayattığı yaşamın zorunlu gevşekliklerini, feragatleri, ince işlevlerin felcini anlıyoruz. İntihar i&ccedil;in tam olarak hazır değiliz.</p>
+
+<p>Bu arada, siktirin gidin.</p>
+