Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
path: root/h
diff options
context:
space:
mode:
authorKara <kara@edu.wll.im>2024-05-20 11:47:53 +0000
committerKara <kara@edu.wll.im>2024-05-20 11:47:53 +0000
commit591be4aed6f06007822b401a2e0872fcb31f693d (patch)
treec5510782057b7cbd00f6cd34a7b841f48c9377bf /h
parent33dfa0ea4f4cf2fb328eaddb39db35454c783bcb (diff)
HTML: /library/hiclige-ovgu-en #170
* 2024-05-20T11:25:19 metin eklendi -- kara
Diffstat (limited to 'h')
-rw-r--r--h/ho/hiclige-ovgu-en.muse18
1 files changed, 18 insertions, 0 deletions
diff --git a/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse b/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse
new file mode 100644
index 0000000..33bda0a
--- /dev/null
+++ b/h/ho/hiclige-ovgu-en.muse
@@ -0,0 +1,18 @@
+<p>Evrende &ouml;nemsizliğinizi g&ouml;rmenize dair klasik şeyler s&ouml;ylemeyeceğim, bana bu yıldıztozu, evrendeki k&uuml;&ccedil;&uuml;kl&uuml;k retoriği hep pratik olanı g&ouml;zden ka&ccedil;ırıyormuş gibi geliyor. Bunun en b&uuml;y&uuml;k nedeni ise her birimizin kendi tikel deneyimlerimizle, kendi biricik bakış a&ccedil;ımızla bu k&uuml;&ccedil;&uuml;k mavi gezegende yaşıyor olmamız. Evrende hi&ccedil; &ouml;nemli olmayabiliriz, b&uuml;y&uuml;k ihtimalle değiliz, bu gezegen de değil, yok oluşu b&uuml;y&uuml;k &ccedil;apta hi&ccedil;bir şeyi etkilemeyecektir. L&acirc;kin kendi k&uuml;&ccedil;&uuml;k evrenimizde bu yaşadığımız, anlam verdiğimiz, anlam alanları yarattığımız kısacası m&uuml;hendisi, mimarı ve iş&ccedil;isi olduğumuz bu hayatta kendi &ouml;nemsizliğimizi bize hatırlatmaya &ccedil;alışan bu klasik naturalist a&ccedil;ıklamalar ne de &ouml;nemsiz &ouml;yle değil mi?</p>
+
+<p>Yaşadığımız &ccedil;ağın belli dogmalarının altında ezildiğimizin, iktidar olan s&ouml;ylemleri bilin&ccedil;dışı bir şekilde kabul ettiğimizin farkında olmamamız &ccedil;ok doğal, bizden &ouml;ncekiler de farkında değildi, onlar i&ccedil;in monarşi, feodalizm, erken d&ouml;nem kapitalizm &ccedil;ok doğaldı, doğruydu, &ccedil;ağın ufkuydu. Bizim i&ccedil;in de belli d&uuml;sturlar olması hi&ccedil; şaşırtıcı değil elbette: &ldquo;Zevk al!&rdquo;, &ldquo;Feda etme.&rdquo; &ldquo;Doğru bilgiyi veren yollar bellidir.&rdquo; &ldquo;Doğal olanın &ouml;tesindeki her şey bir yanılsamadır.&rdquo;</p>
+
+<p>Doğal ve empirik olana takıntılı h&acirc;le gelmiş bu &ccedil;ağda doğal olanın ne olduğu dahi sorgulanmıyor. İnsan kesin olarak doğal kabul ediliyor &ouml;rneğin. Oysa var olan ve olmuş olan t&uuml;m canlılardan neredeyse hi&ccedil; doğal olmayan bir y&uuml;kle, bilin&ccedil;le, ayrılan bu melankolik ve kaygılı hayvan ger&ccedil;ekten doğal mı? Doğumdan itibaren &ouml;l&uuml;me doğru geri sayım yapan, doğal olmayan yaratımlar ve kesinlikle doğal olmayan se&ccedil;ilimlerle belirlenen insan, doğal mıdır?</p>
+
+<p>Burada en temelinde karşı &ccedil;ıkmamız gereken şey ise bu &ccedil;ağın &ouml;ğ&uuml;d&uuml; olan, bir t&uuml;r bilin&ccedil;dışı emir h&acirc;line gelen veya getirilen &ldquo;Zevk al!&rdquo; emri. Ni&ccedil;in zevk almak bize bu kadar dayatılıyor ve neden t&uuml;m bir yaşam hedonizme &ouml;vg&uuml; h&acirc;lini almış durumda? Ne yaparsak yapalım zevk almamız gerektiği bize dayatılıyor, bir partiye git, biriyle seks yap, depresyon ve melankoliden olabildiğince ka&ccedil;ın&hellip; Zevk almayı tercih etmeyenler, erteleyenler veya ondan uzak duranlar ise topluma artık dahil olamayan eski &ccedil;ağın, belki de evrimleşememiş maymunsularıdır. Elbette bunun altında bir sosyal-ekonomik nedenler b&uuml;t&uuml;n&uuml; olsa da, bu zevk alma etiği insanı neye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmektedir? Şarj edilmesi gereken bir robota, zevk alma yarışında yarış i&ccedil;inde kalması gereken bir atlete.</p>
+
+<p>O h&acirc;lde zevk almayı red mi etmeliyiz? Elbette hayır. Zevk alma tanımımızı değiştirmeliyiz, zevk almak bize ge&ccedil;-d&ouml;nem kapitalist toplumun &ouml;ğrettiği bir &ccedil;eşit t&uuml;ketim algoritması yoluyla elde edilen n&ouml;ral kodların yarattığı bedensel ve psikolojik değişiklikler olarak gelmemeli. T&uuml;m ama&ccedil; zevk almak olmamalı, durgunlukta, hi&ccedil;te, hi&ccedil;in i&ccedil;inde, yalnız başına d&uuml;ş&uuml;nebilmeliyiz. Hi&ccedil; zevkin veya acının olmadığı bir boşlukta kaldığımızda hemen kendi bilincimize bu anı atlatmak i&ccedil;in bir şeyler tıkayan bizler, deli bir Almanın vakt-i zamanında &ouml;nerdiği gibi hi&ccedil;liğe bakmalıyız korkmadan, ki en sonunda hi&ccedil;lik bize baktığında Budist a&ccedil;-hayaletler gibi &ouml;fke i&ccedil;inde sonumuza &ccedil;ekilmeyelim.</p>
+
+<p>Doğanın kendi i&ccedil;inde yaşaması i&ccedil;in oluşturduğu ama doğaya uyum sağlayamayan anksiyetik maymunlar olarak, yaşamda inşa ettiğimiz gelip ge&ccedil;ici anlamların, yapıların bizden daha &ouml;te etik emirler buyurabileceğini, bizim onlar i&ccedil;in yaşadığımızı, t&uuml;ketimin bir ibadet &ccedil;eşidi ve sevabın ise zevk olduğu bir sim&uuml;lasyon sisteminin i&ccedil;inde olduğumuz yanılsamasını hi&ccedil;liğin g&ouml;zlerinin i&ccedil;ine bakarak yok etmeliyiz.</p>
+
+<p><strong>İnsan yok etmeyi tekrardan &ouml;ğrenmelidir. İnsan, intiharı yeniden &ouml;ğrenmelidir, zevkin yokluğunda verilen bilinmez boşluğa d&uuml;şme kararını kendisine aldırabilen o g&uuml;c&uuml; yeniden keşfetmelidir.</strong></p>
+
+<p>İnsan yıkmaktan, acıtmaktan ve acı &ccedil;ekmekten korktuğu s&uuml;rece, g&uuml;nl&uuml;k acılarla kendini tatmin edecek ancak.</p>
+
+<p>Zevk robotlarının kendini astığı, yıkıntılar arasından y&uuml;kselen kıyamet-sonrası bir geleceğe &ouml;vg&uuml;lerimi sunuyorum.</p>
+