Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
path: root/k
diff options
context:
space:
mode:
authorKara <kara@edu.wll.im>2024-12-25 17:33:24 +0000
committerKara <kara@edu.wll.im>2024-12-25 17:33:24 +0000
commit1f93d119f7e4008f752ff25cd3818cb533c256e9 (patch)
treed411c575f884c2044a91802d76b986db4d2d75d6 /k
parent8215ae31c8b76fb95153ad8e5f4eee4de6f03646 (diff)
HTML: /library/karl-marx-j-b-schweizer-e-bir-mektup-proudhon-uzerine #182
* 2024-12-25T17:33:13 metin eklendi -- kara
Diffstat (limited to 'k')
-rw-r--r--k/km/karl-marx-j-b-schweizer-e-bir-mektup-proudhon-uzerine.muse61
1 files changed, 61 insertions, 0 deletions
diff --git a/k/km/karl-marx-j-b-schweizer-e-bir-mektup-proudhon-uzerine.muse b/k/km/karl-marx-j-b-schweizer-e-bir-mektup-proudhon-uzerine.muse
new file mode 100644
index 0000000..c645b7f
--- /dev/null
+++ b/k/km/karl-marx-j-b-schweizer-e-bir-mektup-proudhon-uzerine.muse
@@ -0,0 +1,61 @@
+<h4><em>Der Social-Demokrat</em>, 16 Nolu sayısı, 1 Şubat 1865</h4>
+
+<p>Sayın Bay,</p>
+
+<p>Benden Proudhon konusunda ayrıntılı bir değerlendirme talep eden mektubunuzu d&uuml;n aldım. Zaman yokluğu, beni bu arzunuzu yerine getirmekten alıkoyuyor. &Uuml;stelik, elimde onun yapıtlarından <em>hi&ccedil; birisi </em>yok. Bununla birlikte, iyi niyetime sizi inandırabilmek i&ccedil;in, alelacele kısa bir taslak &ccedil;iziktiriyorum. Bunu tamamlayabilir, ekler ya da kısaltmalar, kısacası, ne uygun g&ouml;r&uuml;rseniz onu yapabilirsiniz.[1*]</p>
+
+<p>Proudhon&#39;un ilk &ccedil;abalarını artık anımsamıyorum. <em>Langue Universelle</em>[13] konusundaki okul &ouml;devi niteliğindeki yapıtı, &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; i&ccedil;in gerekli en temel bilgilerden yoksun bulunduğu sorunlara kendisinin nasıl nezaketsizce &ccedil;&ouml;zd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;stermektedir. (sayfa 28)</p>
+
+<p>İlk yapıtı <em>Qu&#39;est-ce que la propri&eacute;t&eacute;?</em>[2*]kuşkusuz, yazmış olduklarının en iyisidir. İ&ccedil;eriğinin yeniliğinden olmasa bile, hi&ccedil; değilse her şeyi s&ouml;ylemekteki yeni ve c&uuml;retkar tutumuyla. &ccedil;ığır a&ccedil;ıcı olmuştur. <em>Propri&eacute;t&eacute;, </em>tanışık olduğu Fransız sosyalistlerinin ve kom&uuml;nistlerinin yapıtlarında, elbette ki, yalnızca &ccedil;eşitli şekillerde eleştirilmekle kalmamış, aynı zamanda &uuml;topyacı bir tarzda <em>&quot;hesabı g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r&quot;</em>. Bu kitapta, Proudhon&#39;un Saint-Simon ve Fourier ile olan ilişkisi, Feuerbach&#39;ın Hegel ile olan ilişkisiyle hemen hemen aynıdır. Hegel ile kıyaslandığında, Feuerbach &ccedil;ok zayıf kalır. Ama bununla birlikte, Hegel&#39;den <em>sonra </em>&ccedil;ığır a&ccedil;ıcı olmuştur, &ccedil;&uuml;nk&uuml; hıristiyan bilincine ters d&uuml;şen ama eleştirinin ilerlemesi bakımından &ouml;nem taşıyan ve Hegel&#39;in mistik yarı-bulanıklık i&ccedil;inde bıraktığı belirli noktalara <em>parmak basmıştır</em>.</p>
+
+<p>Eğer bu ifadeyi kullanmama izin verilirse, Proudhon&#39;un g&uuml;&ccedil;l&uuml;, g&uuml;rb&uuml;z &uuml;slubu, bu kitapta da h&acirc;l&acirc; egemen. Ve kanımca &uuml;slubu, bu kitabın başlıca erdemi. Yalnızca eski şeyleri yinelemekle kaldığı yerlerde bile, Proudhon&#39;un bağımsız keşiflerde bulunduğu; s&ouml;ylediği şeyin kendisi i&ccedil;in yeni olduğu ve &ouml;yle sayılması gerektiği g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. &quot;Kutsalların kutsalı&quot; ekonomik [kavramlara <em>-&ccedil;</em>.] elatan provokatif meydan okuma, sıradan burjuva zihniyetini alay konusu yapan parlak paradoks, yokedici eleştiri, acı kinaye, ve orada burada ortaya &ccedil;ıkan ve mevcut d&uuml;zenin kepazeliklerine karşı g&ouml;sterilen derin ve ger&ccedil;ek bir &ouml;fke, devrimci bir i&ccedil;tenlik - b&uuml;t&uuml;n bunlar, ilk &ccedil;ıktığında, <em>Qu&#39;est-ce que la propri&eacute;t&eacute;?</em>&#39;nin okurlarını heyecanlandırmış ve b&uuml;y&uuml;k bir sansasyon yaratmıştı. Ekonomi politiğin kesin bir bilimsel tarihi i&ccedil;inde, bu kitaptan s&ouml;zetmeye değmezdi bile. Ama bu t&uuml;rden sansasyonel yapıtlar, romanlar yazınında olduğu kadar, bilim alanında da bir rol oynarlar. &Ouml;rneğin <em>Malthus&#39;un Population</em>[3*] konusundaki kitabını alınız. İlk basıldığında bir &quot;sansasyonel broş&uuml;r&quot;den ve &uuml;stelik baştan sona başkalarının yapıtlarından yapılmış <em>aşırmalardan </em>başka bir şey değildi. Ama gene de <em>insan soyuna yapılan bu iftira </em>ne b&uuml;y&uuml;k bir d&uuml;rt&uuml; yaratmıştı!</p>
+
+<p>Eğer Proudhon&#39;un kitabı elimde olsaydı, onun <em>eski &uuml;slubunu </em>g&ouml;stermek i&ccedil;in kolayca birka&ccedil; &ouml;rnek verebilirdim. En &ouml;nemli saydığı pasajlarda bile Kant&#39;ın <em>&ccedil;atışkıları </em>ele alış bi&ccedil;imini taklit etmekte -yapıtlarını ancak &ccedil;evirilerden okumuş olduğu o Kant, o sıra Bay Proudhon&#39;un tanıdığı tek Alman filozoftu- ve kişi &uuml;zerinde, Kant gibi kendisinin de, &ccedil;atışkıların &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;ne insan kavrayışının <em>&quot;&ouml;tesinde</em>&quot; kalan bir şey g&ouml;z&uuml;yle baktığı, yani bu konuda kendi anlayışının karanlıklar i&ccedil;inde bulunduğu yolunda g&uuml;&ccedil;l&uuml; &#39;bir izlenim bırakmaktadır.</p>
+
+<p>Ama b&uuml;t&uuml;n o yerleşmiş inan&ccedil;ları yıkma g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;ne karşın, Bay Proudhon&#39;un toplumu bir yandan, Fransız k&uuml;&ccedil;&uuml;k k&ouml;yl&uuml;s&uuml;n&uuml;n (sonraları k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuvasının) a&ccedil;ısından ve onun g&ouml;zleriyle eleştirmesindeki ve &ouml;te yandan da onu sosyalistlerden miras aldığı &ouml;l&ccedil;eğe vurmasındaki &ccedil;elişkiyle, kişi daha <em>Qu&#39;est-ce que la Propri&eacute;t&eacute;?</em>&#39;de karşı karşıya geliyor.</p>
+
+<p>Bu kitabın yetersizliğini ortaya koyan bizzat kendi adıdır. Sorun o denli yanlış form&uuml;le edilmiştir ki, doğru bir bi&ccedil;imde yanıtlanması zaten m&uuml;mk&uuml;n değildi. <em>Antik &quot;m&uuml;lkiyet ilişkileri&quot;, feodal </em>m&uuml;lkiyet ilişkileri tarafından, ve bunlar da <em>&quot;burjuva&quot; </em>m&uuml;lkiyet ilişkileri tarafından yokedilmişlerdir. Demek ki, ge&ccedil;miş <em>m&uuml;lkiyet ilişkileri </em>&uuml;zerindeki eleştiriyi bizzat tarihin kendisi yapmıştır. Proudhon&#39;un ele aldığı şey, aslında bug&uuml;n varolduğu bi&ccedil;imiyle <em>modern burjuva m&uuml;lkiyetiydi. </em>Bunun ne olduğu sorusu, ancak <em>&quot;ekonomi politiğin&quot; </em>bu <em>m&uuml;lkiyet ilişkilerini iradi ilişkiler </em>olarak yasal ifadeleri i&ccedil;inde değil, ger&ccedil;ek bi&ccedil;imleri i&ccedil;inde, yani <em>&uuml;retim ilişkileri </em>olarak bir b&uuml;t&uuml;n i&ccedil;inde kucaklayan eleştirel bir tahliliyle yanıtlanabilirdi. Ama bu ekonomik ilişkilerin t&uuml;m&uuml;n&uuml; <em>&quot;m&uuml;lkiyet</em>&quot;in genel yasal kavramları i&ccedil;inde karmakarışık ettiğinden, Proudhon, 1789&#39;dan &ouml;nce <em>Brissot</em>&#39;un buna benzer bir yapıtta[14] aynı s&ouml;zc&uuml;klerle vermiş bulunduğu yanıtın &ouml;tesine ge&ccedil;emiyor: &quot;M&uuml;lkiyet hırsızlıktır.&quot;</p>
+
+<p>Bundan &ccedil;ıkartılabilecek tek sonu&ccedil;, <em>&quot;hırsızlık&quot; </em>konusundaki burjuva yasal kavramlarının, burjuvanın kendi <em>&quot;namuslu&quot; </em>kazan&ccedil;larına da aynı bi&ccedil;imde uygulanabileceğidir. &Ouml;te yandan, <em>&quot;hırsızlık&quot;, </em>m&uuml;lkiyetin zorla ihl&acirc;l edilmesi olarak <em>m&uuml;lkiyeti varsaydığından, </em>Proudhon, <em>ger&ccedil;ek burjuva m&uuml;lkiyeti </em>konusundaki kendisi i&ccedil;in bile bulanık olan her t&uuml;rden fantaziler i&ccedil;inde karman-&ccedil;orman olmuştur.</p>
+
+<p>1844&#39;te, Paris&#39;te bulunduğum sıra, Proudhon&#39;la kişisel (sayfa 30) ilişki kurdum. Buna burada değiniyorum, &ccedil;&uuml;nk&uuml;, İngilizlerin ticari mallara hile karıştırılması demeleri gibi, Bay Proudhon&#39;un <em>&quot;sophistication</em>&quot;undan[4*] bir &ouml;l&ccedil;&uuml;ye kadar ben de sorumluyum. &Ccedil;oğu kez b&uuml;t&uuml;n bir gece s&uuml;ren uzun tartışmalar sırasında, kendisine b&uuml;y&uuml;k zarar veren ve Almanca bilmediğinden doğru d&uuml;r&uuml;st inceleyemediği hegelciliği ona aşıladım. Paris&#39;ten &ccedil;ıkartılmamdan sonra benim başladığım işi <em>Herr Karl Gr&uuml;n </em>s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;. &Uuml;stelik, bir Alman felsefesi &ouml;ğretmeni olarak benden &uuml;st&uuml;n olan yanı, bu konudan kendisinin de bir şey anlamamasıydı.</p>
+
+<p>Bunu, bana ikinci &ouml;nemli yapıtı <em>Philosophie de la mis&egrave;re </em>vb. &ccedil;ıkmadan kısa bir s&uuml;re &ouml;nce, &ccedil;ok ayrıntılı bir mektupta, Proudhon&#39;un bizzat kendisi bildirmişti. Bu mektubunda, diğer şeylerin yanısıra, ş&ouml;yle diyordu: <em>&quot;J&#39;attends votre f&eacute;rule critique.</em>&quot;[5*] Bu kırbacı (yazdığım <em>Mis&egrave;re de la Philosophie</em>,[6*] vb., Paris 1847&#39;de), dostluğumuzu ilelebet sona erdiren bir bi&ccedil;imde, &ccedil;ok ge&ccedil;meden yedi.</p>
+
+<h4><em>Der Social-Demokrat</em>, 17 Nolu sayısı, 3 Şubat 1865</h4>
+
+<p>Şimdiye dek s&ouml;ylemiş olduklarımdan da g&ouml;rebileceğiniz gibi, Proudhon&#39;un <em>Qu&#39;est-ce que la propri&eacute;t&eacute;? </em>sorusunu fiilen ilk kez yanıtlayan onun <em>Philosophie de la mis&egrave;re ou Syst&eacute;me des contradictions &eacute;conomiques</em>&#39;i[7*] oldu. Ger&ccedil;ekten de, ekonomik incelemelerine başlaması, ancak bu ilk yapıtının yayınlanmasından sonra olmuştur; ortaya attığı sorunun <em>s&ouml;v&uuml;p saymakla </em>değil, ama ancak modern &quot;ekonomi politiğin&quot; bir <em>tahliliyle </em>yanıtlanabileceğini keşfetmişti. Aynı zamanda, ekonomik kategoriler <em>sistemini </em>diyalektik olarak sunmayı da denedi. Gelişmenin aracı olarak, Kant&#39;ın &ccedil;&ouml;z&uuml;lmez &quot;&ccedil;atışkıları&quot; yerine, hegelci &quot;&ccedil;elişki&quot; konulacaktı.</p>
+
+<p>Kitabının, ki iki kalın cilttir, bir değerlendirmesi olarak size, buna bir yanıt olarak yazmış bulunduğum kendi yapıtımı g&ouml;sterebilirim. Orada, diğer şeyler yanında, kendisinin bilimsel diyalektiğin sırları i&ccedil;ine ne denli az girmiş olduğunu; &ouml;te yandan <em>ekonomik kategorileri </em>ele alış bi&ccedil;iminde spek&uuml;latif felsefe kuruntularına nasıl kendisinin de katıldığını; bunları, <em>maddi &uuml;retimdeki belirli bir gelişme aşamasına </em>(sayfa 31) <em>tekab&uuml;l eden tarihsel &uuml;retim ilişkilerinin teorik ifadeleri </em>olarak a&ccedil;ıklayacağı yerde, boş s&ouml;zleriyle nasıl &ouml;nceden varolan <em>&ouml;l&uuml;ms&uuml;z d&uuml;ş&uuml;nceler </em>haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ye, bu dolamba&ccedil;lı yoldan, nasıl bir kez daha burjuva ekonomisinin g&ouml;r&uuml;ş a&ccedil;ısına vardığını da g&ouml;sterdim.[8*]</p>
+
+<p>Bundan başka, eleştirmeye kalkıştığı &quot;ekonomi politik&quot; &uuml;zerindeki bilgisinin nasıl &ccedil;ok yetersiz olduğunu ve hatta, zaman zaman, bir okul &ccedil;ocuğunun bilgi d&uuml;zeyinde bulunduğunu, ve kendisinin ve &uuml;topyacıların kendi bilimlerini, <em>kurtuluşun maddi koşullarını </em>bizzat &uuml;reten bir hareketin, tarihsel hareketin, eleştirici bilgisinden t&uuml;retecekleri yerde, &quot;toplumsal sorunun &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;&quot; i&ccedil;in <em>a priori </em>bir form&uuml;l icat ederek nasıl s&ouml;z&uuml;mona bir &quot;bilim&quot; peşinde koşturduklarını da g&ouml;sterdim. Ama &ouml;zellikle b&uuml;t&uuml;n sorunun temeli olan <em>değişim-değeri </em>konusunda Proudhon&#39;un ne denli şaşkın, yanlış ve y&uuml;zeysel kaldığını ve hatta Ricardo&#39;nun değer kavramının &uuml;topyacı yorumunu yeni bir bilimin temeli diye nasıl kullanmaya kalkıştığını g&ouml;sterdim. Proudhon&#39;un genel bakış a&ccedil;ısı konusunda da şu kapsamlı yargıya vardım:<br />
+&quot;Her ekonomik ilişkinin bir iyi ve bir de k&ouml;t&uuml; yanı vardır; bu, Bay Proudhon&#39;un kendi kendisini aldatmadığı tek noktadır. İyi yanın iktisat&ccedil;ılarca a&ccedil;ıklandığını; k&ouml;t&uuml; yanın da sosyalistlerce su&ccedil;landığını g&ouml;r&uuml;yor. İktisat&ccedil;ılardan &ouml;l&uuml;ms&uuml;z ilişkilerin zorunluluğunu; sosyalistlerden de, sefalet i&ccedil;inde sefaletten başka bir şey g&ouml;rmeme kuruntusunu alıyor (bunun i&ccedil;indeki eski toplumu yıkacak devrimci, yıkıcı y&ouml;n&uuml; g&ouml;receği yerde[9*]). Bilimin otoritesine dayanmayı arzulamak konusunda her ikisiyle de anlaşıyor. Onun g&ouml;z&uuml;nde bilim, kendisini, bir bilimsel form&uuml;l&uuml;n yetersiz boyutlarına indirger; o, form&uuml;ller arayışı i&ccedil;inde olan bir kimsedir. Bay Proudhon, hem ekonomi politiği ve hem de kom&uuml;nizmi eleştirmiş (sayfa 32) olmakla işte b&ouml;yle &ouml;v&uuml;n&uuml;yor: oysa durduğu yer, her ikisinin de &ccedil;ok aşağısındadır. İktisat&ccedil;ıların aşağısındadır, &ccedil;&uuml;nk&uuml; elinin altında sihirli bir form&uuml;l bulunan bir filozof olarak, saf ekonomik ayrıntılara girmekten sakınabileceğini sanmıştır; sosyalistlerin aşağısındadır, &ccedil;&uuml;nk&uuml; d&uuml;ş&uuml;nce planında bile olsa, burjuva g&ouml;r&uuml;ş ufkunun &ouml;tesine ge&ccedil;ecek ne cesarete, ne de kavrayışa sahiptir. ... Bilim adamı olarak, burjuvaların ve proleterlerin &uuml;st&uuml;nden s&uuml;z&uuml;lerek u&ccedil;mayı arzular; oysa, sermaye ile emek, ekonomi politik ile kom&uuml;nizm arasında ileri geri fırlatılıp duran <em>k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuvadır yalnızca</em>.&quot;[10*]</p>
+
+<p>Bu yargı kulağa &ccedil;ok sert gelmekle birlikte, bunun her s&ouml;zc&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n altına bug&uuml;n de imzamı atarım. Ama aynı zamanda şu da hatırda tutulmalıdır ki, Proudhon&#39;un kitabını sosyalizmin k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuvaca yorumlanması olarak ilan ettiğim ve bunu teorik olarak tanıtladığım sıra, o, hem ekonomi politik&ccedil;iler ve hem de sosyalistler tarafından h&acirc;l&acirc; olağan&uuml;st&uuml; bir baş devrimci olarak nitelendiriliyordu. Daha sonraları, onun, devrime <em>&quot;ihaneti&quot; </em>konusunda kopartılan yaygaralara hi&ccedil; bir zaman katılmamış olmamın nedeni budur. Daha başından beri, kendisi tarafından olduğu kadar başkalarınca da yanlış anlaşılmış bir kişi olarak, haksız umutları ger&ccedil;ekleştirmemiş olması, kendi hatası değildir.</p>
+
+<h4><em>Der Social-Demokrat</em>, 18 Nolu sayısı, 5 Şubat 1865</h4>
+
+<p><em>Qu&#39;est-ce que la propri&eacute;t&eacute;?</em>&#39;e kıyasla, Bay Proudhon&#39;un sunuş y&ouml;ntemlerindeki kusurlar <em>Philosophie de la mis&egrave;re</em>&#39;de &ccedil;ok daha fazladır. &Uuml;slup, &ccedil;oğu kez, Fransızların da dediği gibi, <em>ampoule</em>&#39;dir.[11*]Bay Proudhon&#39;un Gal&#39;li kavrayış zekası kendisini başarısızlığa uğrattığı her keresinde, s&ouml;z&uuml;mona Alman felsefesine ait olması gereken g&ouml;sterişli spek&uuml;latif dil hemen sahnede boy g&ouml;steriveriyor. Hi&ccedil; bir zaman i&ccedil;in y&uuml;celtici olmayan o kendi kendini reklam edici, kendi kendini y&uuml;celtici, kasıntılı ton, ve &ouml;zellikle &quot;bilim&quot; konusundaki boş s&ouml;zler ve bunların yapmacıklı teşhiri, insanın kulağını tırmalayıp duruyor. İlk yapıtında parıldayan o i&ccedil;ten sıcaklık yerine, burada bazı pasajlar g&uuml;zel s&ouml;zlerle sistematik bir ge&ccedil;ici sıcaklığa b&uuml;r&uuml;nd&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş. Bir de buna, kendi orijinal d&uuml;ş&uuml;ncesinden &ouml;t&uuml;r&uuml; duyduğu ilkel gururu &ccedil;oktan kırılmış bulunan, ve şimdi bilimin bir <em>parvenu</em>&#39;su[12*] (sayfa 33) olarak kendisini aslında olmadığı ve sahip bulunmadığı şeylerle desteklemek gereğini duyan, kendi kendisini eğitmiş kişinin bereketsiz nahoş bilgi&ccedil;liğini ekleyiniz. Sonra, bir de, <em>Dunoyer </em>(bir &quot;H&uuml;k&uuml;met Danışmanı&quot;, ki &ouml;yleydi) gibi bir adama yaltaklanırken, proletaryaya karşı takındığı ger&ccedil;ek&ccedil;i tavrından &ouml;t&uuml;r&uuml; saygı duyulması gereken <em>Cabet </em>gibi bir adama -ne zekice, ne esaslıca ve hatta ne de haklı olarak- edepsizce ve kaba bir bi&ccedil;imde saldıran k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuva zihniyeti. Bu Dunoyer&#39;in b&uuml;t&uuml;n &ouml;nemi de, o yazmış olduğu kalın, dayanılmaz &ouml;l&ccedil;&uuml;de sıkıcı &uuml;&ccedil; cilt boyunca[15], Helvetius tarafından <em>&quot;On veitt que les malheureux soient parfaits&quot; </em>(bahtsızlardan kusursuz olmaları beklenir) diye tanımlanan bağnazlığı telkin etmekte g&ouml;stermiş olduğu g&uuml;l&uuml;n&ccedil; gayretten gelmektedir.</p>
+
+<p>Şubat Devrimini,[16] daha birka&ccedil; hafta &ouml;nce <em>&quot;devrimler &ccedil;ağının&quot; </em>ilelebet sona ermiş olduğunu tartışma. g&ouml;t&uuml;rmez bir bi&ccedil;imde tanıtlanmış olan Proudhon i&ccedil;in kuşkusuz &ccedil;ok uygunsuz bir zamanda geldi. Ulusal Mecliste yaptığı &ccedil;ıkış, varolan koşulları anlamakta pek başarılı olmamakla birlikte, gene de her t&uuml;rl&uuml; &ouml;vg&uuml;ye değerdi.[17] Haziran ayaklanmasının[18] <em>ardından </em>b&ouml;yle bir &ccedil;ıkış yapmak b&uuml;y&uuml;k cesaret isteyen bir işti. Ayrıca bu, <em>Bay Thiers</em>&#39;ın Proudhon&#39;un &ouml;nerilerine karşı &ccedil;ıkan ve daha sonra &ouml;zel bir yayın olarak da basılan konuşmasıyla,[19] Fransız burjuvazisinin d&uuml;ş&uuml;nsel dayanaklarının ne denli &ccedil;ocuk&ccedil;a bir kafa yapısı &uuml;zerine oturtulmuş olduğunu b&uuml;t&uuml;n Avrupa&#39;ya tanıtlaması gibi mutlu bir sonu&ccedil; da vermişti. Ger&ccedil;ekten de, <em>Proudhon, Bay Thiers </em>ile kıyaslandığında, tufan-&ouml;ncesi dev bir heykel boyutuna ulaşmıştı.</p>
+
+<p>Proudhon&#39;un buluşu olan <em>&quot;Credit gratuit</em>&quot;[13*] ve buna dayandırılmış olan <em>halk bankası (banque du peuple), </em>onun son ekonomik &quot;icraatları&quot; oldu. Proudhon&#39;un d&uuml;ş&uuml;ncesinin teorik temellerinin burjuva &quot;ekonomi politiğin&quot; ilk &ouml;ğelerinin, yani <em>metalar </em>ile <em>para </em>arasındaki ilişkinin yanlış anlaşılmasında doğduğunun, oysa ger&ccedil;ek &uuml;styapının &ccedil;ok daha eski ve &ccedil;ok daha geliştirilmiş d&uuml;ş&uuml;ncelerin bir kopyasından ibaret bulunduğunun kanıtını <em>Zur Kritik der Politischen &Ouml;konomie, </em>Heft 1, Berlin 1859 (s. 59-64)[14*] adlı kitabımda bulmak (sayfa 34) m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Belirli ekonomik ve politik koşullar altında, kredi sisteminin, 18. y&uuml;zyılın başlarında ve sonra gene 19. y&uuml;zyılın başlarında, İngiltere&#39;de, bir sınıfın zenginliğinin bir başka sınıfa aktarılmasına hizmet etmiş olması gibi, iş&ccedil;i sınıfının kurtuluşunun hızlandırılmasına da hizmet edebileceği hi&ccedil; bir kuşkuya yer bırakmayacak kadar a&ccedil;ıktır. <em>Ama faiz getiren sermayeyi sermayenin temel bi&ccedil;imi </em>olarak g&ouml;rmek; kredi sisteminin faizi ortadan kaldırma iddiası taşıyan &ouml;zel bir bi&ccedil;imde kullanılmasını, toplumu değiştirmenin temeli yapmayı istemek, baştan aşağıya bir <em>k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuva </em>kuruntusudur. Ger&ccedil;ekten de, bu kuruntu, biraz daha eklemeler yapılsa, <em>17. y&uuml;zyıl İngiliz k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuvazisinin ekonomik s&ouml;zc&uuml;leri </em>arasında zaten mevcuttu. Proudhon&#39;un faiz getiren sermaye konusunda Bastiat (1850) ile giriştiği polemik,[20] <em>Philosophie de la mis&egrave;re</em>&#39;den &ccedil;ok daha d&uuml;ş&uuml;k bir d&uuml;zeydedir. Bastiat&#39;ya bile yenilmeyi başaran Proudhon, hasmı darbelerini canalıcı yerlere y&ouml;neltince, g&uuml;l&uuml;n&ccedil; bir bi&ccedil;imde yaygarayı basıyor.</p>
+
+<p>Birka&ccedil; yıl &ouml;nce Proudhon -Lausanne h&uuml;k&uuml;metinin teşvikiyle sanırım- <em>&quot;Vergilendirme&quot; </em>&uuml;st&uuml;ne bir &ouml;d&uuml;l makalesi yazdı. Bu makaleyle son deha parıltısı da s&ouml;nd&uuml; gitti, geriye <em>petit-bourgeois tout pur</em>&#39;dan[15*] başka bir şey kalmadı.</p>
+
+<p>Proudhon&#39;un politik ve felsefi yazılarına gelince, bunların hepsi de ekonomik yazılarında bulunan aynı &ccedil;elişik ikili niteliği g&ouml;steriyorlar. Ayrıca bunların değeri Fransa&#39;nın dışına taşmamıştır. Bununla birlikte, Fransız sosyalistlerinin, 18. y&uuml;zyıl burjuva volterciliğinden ve 19. y&uuml;zyıl Alman tanrıtanımazcılığından ne denli &uuml;st&uuml;n olduklarını kendi dincilikleriyle g&ouml;stermenin arzulanır bir şey olduğunu d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;kleri bir sıra, Proudhon&#39;un, dine, kiliseye vb. y&ouml;nelttiği saldırılar, kendi &uuml;lkesi i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k değer taşır. B&uuml;y&uuml;k Peter, Rus barbarlığını nasıl barbarlıkla altettiyse, Proudhon da Fransız lafazanlığını lafla altetmek i&ccedil;in elinden geleni yaptı.</p>
+
+<p>Louis Bonaparte&#39;a kur yaptığı ve ger&ccedil;ekte onu Fransız iş&ccedil;ilere hoş g&ouml;stermeye uğraştığı <em>Coup d&#39;etat</em>[16*] konusundaki yapıtı, ve &ccedil;arın daha b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;ne kavuşması i&ccedil;in bir kreten sinikliği g&ouml;stererek <em>Polonya</em>&#39;ya karşı yazdığı son (sayfa 35) yapıtı,[21] yalnızca k&ouml;t&uuml; değil, bayağı &uuml;r&uuml;nler olarak da tanımlanmalıdırlar; ama k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuva bakış a&ccedil;ısına tekab&uuml;l eden bir bayağılık.</p>
+
+<p>Proudhon sık sık <em>Rousseau </em>ile kıyaslanmıştır. Bundan daha hatalı bir şey olamazdı. Proudhon daha &ccedil;ok <em>Nic</em>[<em>olas</em>] <em>Linguet</em>&#39;ye benzer; sırası gelmişken s&ouml;yleyelim, yazmış olduğu <em>Th&eacute;oire des loix civiles </em>&ccedil;ok parlak bir kitaptır.</p>
+
+<p>Proudhon&#39;un diyalektiğe doğal bir eğilimi vardı. Ama bilimsel diyalektiği hi&ccedil; bir zaman ger&ccedil;ekten kavrayamadığı i&ccedil;in, hi&ccedil; bir zaman safsatanın &ouml;tesine ge&ccedil;emedi. Aslında bu, onun k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuva bakış a&ccedil;ısının kopmaz bir par&ccedil;asıdır. Tarih&ccedil;i <em>Raumer </em>gibi, k&uuml;&ccedil;&uuml;k-burjuva da, &quot;bir yandan&quot; ve &quot;&ouml;b&uuml;r yandan&quot; meydana gelir. Ekonomik &ccedil;ıkarları ve <em>bundan &ouml;t&uuml;r&uuml; de </em>politikası, bilim, din ve sanat g&ouml;r&uuml;şleri hep b&ouml;yledir. Ahlakı da b&ouml;yledir, her şeyi b&ouml;yledir. O, yaşayan bir, &ccedil;elişkidir. Buna ek olarak, eğer bir de Proudhon gibi yetenekli bir kimseyse, &ccedil;ok ge&ccedil;meden kendi &ccedil;elişkilerini kullanmayı &ouml;ğrenecek ve i&ccedil;inde bulunulan koşullara g&ouml;re bunları g&ouml;ze &ccedil;arpıcı, g&ouml;sterişli, bazan rezilane ve bazan da parlak paradokslar bi&ccedil;iminde geliştirecektir. Bilimde şarlatanlık ve politikada uzlaşmacılık b&ouml;yle bir bakış a&ccedil;ısından ayrı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Geriye bir tek egemen d&uuml;rt&uuml; kalıyor, işin <em>cakası, </em>ve b&uuml;t&uuml;n g&ouml;steriş&ccedil;i insanlarda olduğu gibi onun i&ccedil;in de &ouml;nemli olan tek şey, o anın başarısıdır, g&uuml;nl&uuml;k başarıdır. &Ouml;rneğin bir Rousseau&#39;yu, varolan g&uuml;&ccedil;lerle uzlaşma g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;nden bile her zaman i&ccedil;in &ccedil;ok, uzaklarda tutmuş olan en basit ahlak duygusu, işte b&ouml;ylece ister istemez yok olup gider.</p>
+
+<p>Gelecek kuşaklar, belki de, Fransız gelişiminin bu son evresini, Louis Bonaparte bu evrenin Napoleon&#39;u ve Proudhon da Rousseau-Voltaire&#39;iydi diyerek &ouml;zetleyecektir.</p>
+
+<p>Ve şimdi, &ouml;l&uuml;m&uuml;nden bunca kısa bir zaman sonra, bana bu adamın yargıcı olma rol&uuml;n&uuml; y&uuml;klemiş olmanın sorumluluğunu kendi &uuml;zerinize almalısınız.</p>
+
+<p>Derin saygılarımla.</p>
+
+<p>KARL MARX</p>
+