Arşiv tarihçesi

summaryrefslogtreecommitdiff
diff options
context:
space:
mode:
-rw-r--r--h/hj/hans-jurgen-krahl-elestirel-kuramdan-devrimci-kurama.muse33
1 files changed, 33 insertions, 0 deletions
diff --git a/h/hj/hans-jurgen-krahl-elestirel-kuramdan-devrimci-kurama.muse b/h/hj/hans-jurgen-krahl-elestirel-kuramdan-devrimci-kurama.muse
new file mode 100644
index 0000000..99abf3f
--- /dev/null
+++ b/h/hj/hans-jurgen-krahl-elestirel-kuramdan-devrimci-kurama.muse
@@ -0,0 +1,33 @@
+<p>Hans-J&uuml;rgen Krahl 1970 yılında, yirmi yedi yaşındayken bir araba kazasında &ouml;ld&uuml;. O zamana kadar, saflarında tartışmasız hem en sofistike teorisyen hem de Rudi Dutschke&#39;den sonra en ateşli konuşmacı olduğu Sosyalist Alman &Ouml;ğrenci Birliği&#39;nin (Sozialistischer Deutscher Studentenbund, ya da SDS) y&uuml;kselişini ve d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n&uuml; atlatmıştı.SDS, İkinci D&uuml;nya Savaşı&#39;ndan kısa bir s&uuml;re sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi&#39;nin (SDP) gen&ccedil;lik kanadı olarak kurulmuştu. Ancak SDP merkeze doğru ilerledik&ccedil;e SDS radikalleşti ve sonunda 1961 yılında ana &ouml;rg&uuml;tten ihra&ccedil; edildi. Resmi politikası devrimci Marksizm&#39;e doğru kayarken bile kısa s&uuml;re i&ccedil;inde Almanya&#39;daki en &ouml;nemli &ouml;ğrenci grubu haline gelecekti.Krahl&#39;ın tarihsel &ouml;nemi, Batı Almanya &ouml;ğrenci hareketinin en &uuml;st seviyeye ulaştığı 1967-68&#39;den hemen &ouml;nceki ve sonraki birka&ccedil; yılda SDS&#39;nin lideri olarak oynadığı rolde yatmaktadır. Yine de teorik katkıları hi&ccedil;bir şekilde g&ouml;z ardı edilemez - ne de bunlar Krahl&#39;ın aynı zamanda meşgul olduğu pratik siyasi faaliyetlerden ayrı tutulabilir.</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>Bu anlamda Krahl&#39;ın, kendi &ccedil;evresinde uzun s&uuml;redir gelişmekte olan teori ve pratik arasındaki ayırt edici ilişkiyi doruğa &ccedil;ıkardığı s&ouml;ylenebilir. SDS&#39;nin gelişiminde Krahl da dahil olmak &uuml;zere &ccedil;eşitli &uuml;yelerin Frankfurt am Main&#39;daki Sosyal Araştırmalar Enstit&uuml;s&uuml;&#39;ne katılması &ccedil;ok &ouml;nemliydi. Burada, Nazi d&ouml;nemine dair &ccedil;ok az kişisel anısı olan ya da hi&ccedil; olmayan Batı Alman &ouml;ğrenciler Georg Luk&aacute;cs, Karl Korsch ve diğerlerinin ilk &ccedil;alışmalarıyla ve Enstit&uuml;&#39;n&uuml;n kendi &ouml;ğretim &uuml;yelerinin hen&uuml;z gelişmekte olan d&uuml;ş&uuml;nceleriyle karşılaştılar. Bu haliyle Frankfurt Okulu, Hitler d&ouml;neminde tamamen yok edilen Weimar d&ouml;nemi soluyla canlı bir bağlantıydı. Aynı &ouml;l&ccedil;&uuml;de, komşu Alman Demokratik Cumhuriyeti&#39;nden farklı bir Marksist geleneğin varlığını da g&ouml;steriyordu. J&uuml;rgen Habermas ve Oskar Negt gibi Frankfurt Okulu&#39;nun ikinci kuşağı olarak adlandırılan yeni &uuml;yeler, Enstit&uuml;&#39;n&uuml;n m&uuml;stakbel anti-otoriterler arasındaki prestijini daha da arttırdı.</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>Yine de gen&ccedil; radikaller i&ccedil;in Frankfurt Okulu&#39;nun mirası kesin olmaktan uzaktı. Okulun &ouml;nc&uuml;leri, Nazizm ve Soğuk Savaş&#39;ın yeniden pekiştiği &ouml;nceki on yıllarda hayatta kalabilmek i&ccedil;in &ccedil;eşitli tavizler vermişlerdi. &Ouml;zellikle Enstit&uuml;&#39;n&uuml;n liderleri Theodor Adorno ve Max Horkheimer yıllar i&ccedil;inde, en azından d&ouml;nemin dekolonizasyon hareketlerinden, silahlanma karşıtı kampanyalardan ve Vietnam Savaşı&#39;na karşı protestolardan ipu&ccedil;ları almaya başlayan &ouml;ğrencilere, a&ccedil;ık&ccedil;a muhafazak&acirc;r olmasa da sessiz g&ouml;r&uuml;nen pozisyonlara &ccedil;ekilmişlerdi. Bu durum 1960&#39;ların sonunda Adorno ile kendi &ouml;ğrencileri arasında doğrudan &ccedil;atışmalara yol a&ccedil;tı; en dramatik olanı Ocak 1969&#39;da Adorno&#39;nun Krahl&#39;ın başlattığı Enstit&uuml; işgalini dağıtmak i&ccedil;in polisi &ccedil;ağırmasıydı. Enstit&uuml;&#39;n&uuml;n savaş &ouml;ncesi &uuml;yeleri arasında sadece Herbert Marcuse - o sırada Batı Almanya yerine San Diego&#39;da bulunuyordu - tutarlı bir devrimci duruş sergiledi. O halde, savaş sonrası Almanlar ile ebeveynleri arasındaki paradigmatik ilişki ka&ccedil;ınılmaz olarak Nazizm&#39;le su&ccedil; ortaklığı meselesiyle &ccedil;atırdıyorsa, 1960&#39;ların ortalarından sonlarına doğru eleştirel teorisyenlerin birinci ve ikinci ya da daha doğru bir ifadeyle &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; kuşakları arasında ikincil bir u&ccedil;urumun a&ccedil;ılmaya başladığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;yordu.</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>Krahl hem teorik hem de pratik anlamda belirleyici m&uuml;dahalelerini bu bağlamda yaptı. Adorno&#39;nun g&ouml;zetiminde 1965&#39;te bir tez yazmaya başladı, aynı zamanda SDS&#39;nin g&uuml;nl&uuml;k operasyonlarına dahil oluyordu (aslında daha &ouml;nce siyasi Sağ&#39;a aitti). Yine de eski hocasının 1969&#39;daki &ouml;l&uuml;m&uuml;ne kadar &quot;Adorno&#39;nun eleştirel teorisinin siyasi &ccedil;elişkisi &quot;ne dair keskin bir eleştiri getirebildi - hem de bir &ouml;l&uuml;m ilanı kisvesi altında.Krahl yaşamı boyunca &ccedil;ok az yayın yaptı. Kişisel kullanım i&ccedil;in okuma notları dışında, g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze ulaşan metinlerinin &ccedil;oğu seminer bildirileri veya konuşmalardır ya da eğitim seminerleri i&ccedil;in tartışma materyali olarak hazırlanmıştır.Krahl yine de Alman Yeni Solu&#39;nun, bug&uuml;n Das Argument ve neue kritik gibi dergilerin sayfalarından tadına varılabilen, g&uuml;n&uuml;n acil stratejik ve taktik kaygılarının en y&uuml;ksek soyutlama d&uuml;zeyindeki teorik s&ouml;yleme yakın durma eğiliminde olduğu par&ccedil;alı entelekt&uuml;el k&uuml;lt&uuml;r&uuml;nde ayırt edici bir sesti.</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p>&nbsp;</p>
+
+<p><br />
+&nbsp;</p>
+