Arşiv tarihçesi İmha Kolektif — Hukuka Karşı Mücadele

summaryrefslogtreecommitdiff
blob: e12d39414c8e1cc0dd24379326927a054678e5f5 (plain)
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
<p>Modern adalet sistemi her kendini gelişmiş ve adil (?) olarak tanımlasa da, g&uuml;ndelik hayatta bile algımız siyaset&ccedil;iler, haberler ve eğitim vasıtasıyla bu y&ouml;nde şekillendirilse de ger&ccedil;eklik bundan &ccedil;ok daha uzaktır.</p>

<p>Bize aşılanan, polislerin su&ccedil;la (k&ouml;t&uuml; adamlarla) m&uuml;cadele ettiği, cezaevlerinin toplumumuzdan su&ccedil;u (mevzubahis k&ouml;t&uuml; adamları) uzaklaştırdığı ve onu azalttığı, yargı sisteminin adil olduğudur. Onlar olmadan toplumumuzu su&ccedil;lulardan kim uzak tutacak? Onlar olmasa kim bizi g&uuml;vende tutacak?</p>

<p>Bu &uuml;&ccedil;&uuml;n&uuml;n topluma ne kadar fayda sağladığına, daha doğrusu sağlamadığına, girmeden evvel devletin hukukunun ve ona bağlı olarak da adalet sisteminin varoluş sebebini incelemek gerekecektir.</p>

<p>Modern hukuk tek bir ama&ccedil; uğruna kurulmuştur: Egemen sınıfların &ccedil;ıkarlarını korumaya hizmet etmek. Modern d&uuml;nyaya hakim sistem olan temsili demokrasili ulus-devletlerde hukuk, egemen sınıflar tarafından &uuml;retilir. Devletin y&ouml;netilenler i&ccedil;in ve aynı zamanda s&ouml;zde kendisi i&ccedil;in &ccedil;izdiği kurallarda bizzat kendisi s&ouml;z hakkına sahiptir.</p>

<p>Hukuk yoluyla y&ouml;neten sınıflar ile halkın ezilen tabakaları arasında uzlaşma kurulabilir. Ancak bu ikisinin &ccedil;ıkarları birbiriyle her daim &ccedil;elişki i&ccedil;inde olacağı i&ccedil;in bu uzlaşmada bile egemen sınıflar kendi &ccedil;ıkarlarını koruma gayesi g&uuml;tmektedir. Bunun bir &ouml;rneğini iş&ccedil;i haklarında g&ouml;rebilmekteyiz. Ge&ccedil;mişte iş&ccedil;ilerin grev hakkına t&uuml;mden izin vermeyen burjuvazi, daha sonra bunun i&ccedil;in m&uuml;cadele eden iş&ccedil;ilere bu hakkı tanımıştır. Ancak bir koşulla! İşveren, lokavt hakkını kullanarak kendi &ccedil;alıştırdığı iş&ccedil;iler &uuml;zerinde baskı kurma hakkına sahip olduğu s&uuml;rece&hellip;</p>

<p>T&uuml;rkiye&rsquo;de benzer bir &ouml;rnek kadın hakları i&ccedil;in de g&ouml;r&uuml;lebilir. Kadınlar, kendi hakları i&ccedil;in zaten &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadele s&uuml;rd&uuml;rmekteydi. Yeni kurulan cumhuriyetin erkek egemen sınıfları ona kağıt &uuml;zerinde eşitlik tanımış olsa bile, kadınların hem toplumda hem de kanunen tamamen eşit olamama sorunu g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar gelmiş bir meseledir.</p>

<p>Hukuka ve adalet sistemine dair algımız, her ne kadar idealist kavramlarla bulandırılmış olsa da, hukukun &ouml;z&uuml;nde bir kontrol mekanizması olduğu ger&ccedil;eği değişmemektedir. Aynı zamanda liberal muhalefet de egemen sınıfın kaygılarını taşıdığı i&ccedil;in, bu soruna k&ouml;kten yaklaşmak yerine reformist bir bi&ccedil;imde, onu daha adaletli (?) bir hale getirme gayesiyle yaklaşmaktadır. Ancak asıl gerekli olan devletin polisine, mahkemelerine, cezaevlerine, yasalarına yenilik getirmek değildir.</p>

<p>Polisin g&ouml;revi hi&ccedil;bir zaman halkın can ve mal g&uuml;venliğini sağlamak olmamıştır. Polis ve ordu, g&uuml;venliği sağlamaz hatta aksine devletin &ccedil;ıkarlarını korumak i&ccedil;in toplumun huzuruna m&uuml;dahalede bulunabilir.</p>

<p>Polis, sıradan bir eylemciyi sa&ccedil;larından &ccedil;ekerek tutuklayabilir.</p>

<p>Polis, herhangi bir &ccedil;ocuğu sokak ortasında &ouml;ld&uuml;rebilir.</p>

<p>Polis, herhangi bir esnafı g&uuml;n ortasında darp edebilir.</p>

<p>Polis, herhangi bir mahallede uyuşturucu ticaretinin yayılmasına &ouml;nayak olabilir.</p>

<p>Kolluk kuvvetleri, sadece devletin kol g&uuml;c&uuml;n&uuml; g&ouml;stermek i&ccedil;in mevcuttur.</p>

<p>Mahkemelerin de varoluş sebebi burada yatmaktadır. Devletin kanunu nu uygulamak i&ccedil;in var olan mahkemeler, ger&ccedil;ekte halkın &ccedil;ıkarlarını g&uuml;tmemekle beraber ihtilaflardaki insan unsurunu tamamen &ccedil;&ouml;pe atmaktadır. &Ouml;rneğin ceza davalarında s&uuml;re&ccedil; tamamen fail-eylem-yasa merkezli gitmektedir. Ne mağdurun yaşadıkları g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulmaktadır, ne de sorunun toplumdaki yerine inilmektedir. Mahkemeler ve dolayısıyla devlet, insan ilişkilerinin (su&ccedil;lu-mağdur, &ldquo;aile&rdquo; vd.) insan unsurunu &ccedil;alıp, ilişkileri tamamen devletin eline devretmektedir.</p>

<p>Cezaevleri de aynı şekilde hi&ccedil;bir zaman ihtilafları &ccedil;&ouml;zmez, aksine onları bir s&uuml;reliğine h&uuml;crelere kilitler. Cezaevleri, toplumsal nitelik taşıyan su&ccedil;ları birey &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;ne indirgemekten başka bir şey yapmaz. Yargılama s&uuml;recinin olabildiğince dışına itilen bir tecav&uuml;z mağduru &ndash;en iyi ihtimalde- hem yaşadığı faciayla, hem &ccedil;atışmanın dışına itilmesiyle hem de sorunun &ouml;z&uuml;n&uuml;n meseleden dahi sayılmamasıyla &uuml;st &uuml;ste &uuml;&ccedil; kez kaybeder.</p>

<p>Bununla beraber, devletin her aparatı gibi, cezaevleri de tek bir şey i&ccedil;in vardır: Devletin &ccedil;ıkarlarını korumak maksadıyla devletin &ccedil;izdiği sınırlar dışına &ccedil;ıkanları toplumdan uzaklaştırmak.</p>

<p>Devlet, istediği s&uuml;rece mahk&ucirc;mlarını tıbbi yardımdan mahk&ucirc;m bırakabilir. Devlet, istediği s&uuml;rece mahk&ucirc;mlarını tecrit edebilir. &Ouml;l&uuml;m cezası her &uuml;lkede olmayabilir, ancak her devlet mahk&ucirc;mları istediği s&uuml;rece &ouml;l&uuml;m&uuml;ne terk edebilir.</p>

<p>Mesele temelinde zul&uuml;m, baskı ve s&ouml;m&uuml;r&uuml; olan bu sistemi yeniden yapılandırmak, ona yeni eklentiler getirmek, onu geliştirmeye &ccedil;alışmak değildir. Temeli &ccedil;&uuml;r&uuml;k yapılar sağlamlaştırılamaz.</p>

<p>Asıl yapılması gereken muhaliflerine savaş hukuku uygulayan faşist adalet sisteminin yeniden yapılandırılması değildir.</p>

<p>Asıl yapılması gereken korku ve tahakk&uuml;m değil, beraberlik ve g&uuml;ven &uuml;zerine kurulu bir toplum inşa etmektir.</p>

<p>Asıl yapılması gereken devletin hukukunun, devletin adalet sisteminin t&uuml;mden reddidir.</p>