diff options
Diffstat (limited to 'i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse')
-rw-r--r-- | i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse | 42 |
1 files changed, 27 insertions, 15 deletions
diff --git a/i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse b/i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse index 282eafe..7a95b3f 100644 --- a/i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse +++ b/i/ik/imha-kolektif-erkekligin-yok-edilmesi.muse @@ -1,30 +1,42 @@ -<p>Tarihteki en erken tahakküm biçimi aile kurumunun oluşmasıyla meydana çıkmıştır. Aile kurumu, erkeğin dişi üzerinde tahakküme dayalı bir ilişki biçimiydi. Bu ilişkinin oluşmasıyla beraber tarafların uyması gereken roller oluştu. Erkek, adam –koca-, dişi ise kadın –karı- oldu.</p> +#title Erkekliğin Yok Edilmesi +#author İmha Kolektif +#date 2025 +#lang tr +#pubdate 2025-01-04T01:39:04 +#authors İmha Kolektif +#topics cinsiyet abolisyonu, cinsiyet, abolisyon -<p>Bu iki cinsin ilişkisi üretim biçimlerinin gelişmesiyle daha farklı şekiller aldı. Kimi avcı-toplayıcı topluluklarda cinsiyetler arası fark pek belirgin değilken <em>medeniyetin </em>biçimlenmesi ile bu fark farklı biçimler aldı.</p> -<p>Bu ilişki sadece görev farklılıklarından da meydana gelmiyordu. Güç dağılımında da büyük farklılıklar mevcuttu. “Medeni” toplumların hemen hemen hepsinde ailede sözü geçen kişi erkekti. Erkeğin emri mutlaktı.</p> -<p>Bu ilişkinin en somut örneklerden birini Orta Çağ’ın İslamiyetinde görmek mümkün olacaktır. Erkeğin görevi ev dışındayken, kadın istediği gibi dışarı çıkamazdı. Kadın, eve istediği gibi misafir getiremezdi. Kadın, kocasını yatakta istediği gibi reddedemezdi.</p> +Tarihteki en erken tahakküm biçimi aile kurumunun oluşmasıyla meydana çıkmıştır. Aile kurumu, erkeğin dişi üzerinde tahakküme dayalı bir ilişki biçimiydi. Bu ilişkinin oluşmasıyla beraber tarafların uyması gereken roller oluştu. Erkek, adam –koca-, dişi ise kadın –karı- oldu. -<p>Erkeğin tahakkümüne bağlı kalmak istemeyen kadın <em>ahlaksızlık </em>ile suçlandı, dışlandı. Aden Bahçesinden kovulan Lilit gibi.</p> +Bu iki cinsin ilişkisi üretim biçimlerinin gelişmesiyle daha farklı şekiller aldı. Kimi avcı-toplayıcı topluluklarda cinsiyetler arası fark pek belirgin değilken <em>medeniyetin</em> biçimlenmesi ile bu fark farklı biçimler aldı. -<p>Kadın, medeniyetin biçimlenmesiyle salt erkek için çalışan bir araç haline geldi. Bu tür ataerkil ve heteronormatif birlikteliklerin dışında kalan ilişki türleri <em>sapkın olmakla </em>yaftalandı, helak edildi.</p> +Bu ilişki sadece görev farklılıklarından da meydana gelmiyordu. Güç dağılımında da büyük farklılıklar mevcuttu. “Medeni” toplumların hemen hemen hepsinde ailede sözü geçen kişi erkekti. Erkeğin emri mutlaktı. -<p>Erkeğin <em>erkeksi </em>kadının ise <em>kadınsı </em>olması gerekti. Kadınlık, aslında kendisini kontrol altında tutan erkekliğin, dişi için oluşturulan bir uzantısıydı. Kadının görevlerinin hemen hemen hepsi ev işleri ile sınırlıyken, asıl sözü geçen erkek ise aileyi “yönetmekle” sorumluydu. Bununla birlikte erkek, ailenin tüm gereklerini kendisi sırtlıyordu. Erkeğin sert, güçlü soğuk ve olabildiği kadar duygusuz olması gerekiyordu. Kadının ise tüm arzularını, duygularını bir kenara atıp itaat etmesi gerekiyordu.</p> +Bu ilişkinin en somut örneklerden birini Orta Çağ’ın İslamiyetinde görmek mümkün olacaktır. Erkeğin görevi ev dışındayken, kadın istediği gibi dışarı çıkamazdı. Kadın, eve istediği gibi misafir getiremezdi. Kadın, kocasını yatakta istediği gibi reddedemezdi. -<p>Erkeğin erkekliğine, kadının ise kadınlığına sadık olması bir zorunluluktu. Erkeğin, kendisinden önce gelenlerin onun için biçtiği rollere uygun yaşamaması büyük bir ayıptı. Bir erkeğin <em>erkekliğine</em>, özellikle bir kadınca halel getirilmesi affedilemezdi.</p> +Erkeğin tahakkümüne bağlı kalmak istemeyen kadın <em>ahlaksızlık</em> ile suçlandı, dışlandı. Aden Bahçesinden kovulan Lilit gibi. -<p>Erkeklik namustu. Namusu kirlenenin ise onu temizlemesi gerekiyordu. Namus ise sadece kanla, hiç değilse zor ile temizlenebiliyordu. Namusu kirleten kim olursa olsun –eş, kardeş, çocuk…- fark etmiyordu. Asıl önemli olan kirlenen namusun temizlenmesiydi.</p> +Kadın, medeniyetin biçimlenmesiyle salt erkek için çalışan bir araç haline geldi. Bu tür ataerkil ve heteronormatif birlikteliklerin dışında kalan ilişki türleri <em>sapkın olmakla</em> yaftalandı, helak edildi. -<p><em>Erkekliğin </em>karşılığı güç, şiddet ve tahakkümdü. <em>Kadın olmanın</em>, <em>kadınlığın</em> karşılığı ise, bir öncekine bağlı olarak koşulsuz itaat ve koşulsuz itaat için elverişli olabilmekti (saflık, bekaret, vs.)</p> +Erkeğin <em>erkeksi</em> kadının ise <em>kadınsı</em> olması gerekti. Kadınlık, aslında kendisini kontrol altında tutan erkekliğin, dişi için oluşturulan bir uzantısıydı. Kadının görevlerinin hemen hemen hepsi ev işleri ile sınırlıyken, asıl sözü geçen erkek ise aileyi “yönetmekle” sorumluydu. Bununla birlikte erkek, ailenin tüm gereklerini kendisi sırtlıyordu. Erkeğin sert, güçlü soğuk ve olabildiği kadar duygusuz olması gerekiyordu. Kadının ise tüm arzularını, duygularını bir kenara atıp itaat etmesi gerekiyordu. -<p>Toplumsal cinsiyet kandan ve acıdan beslenir. Toplumsal cinsiyet, ölümden ve kederden beslenen <em>erkeklikten </em>ve onun farklı uzantılarından ibarettir. O, yine kendisi yüzünden çokça ayıplanmış sevginin ve şefkatin tam zıddıdır.</p> +Erkeğin erkekliğine, kadının ise kadınlığına sadık olması bir zorunluluktu. Erkeğin, kendisinden önce gelenlerin onun için biçtiği rollere uygun yaşamaması büyük bir ayıptı. Bir erkeğin <em>erkekliğine</em>, özellikle bir kadınca halel getirilmesi affedilemezdi. -<p> </p> +Erkeklik namustu. Namusu kirlenenin ise onu temizlemesi gerekiyordu. Namus ise sadece kanla, hiç değilse zor ile temizlenebiliyordu. Namusu kirleten kim olursa olsun –eş, kardeş, çocuk…- fark etmiyordu. Asıl önemli olan kirlenen namusun temizlenmesiydi. -<p> </p> +<em>Erkekliğin</em> karşılığı güç, şiddet ve tahakkümdü. <em>Kadın olmanın</em>, <em>kadınlığın</em> karşılığı ise, bir öncekine bağlı olarak koşulsuz itaat ve koşulsuz itaat için elverişli olabilmekti (saflık, bekaret, vs.) + +Toplumsal cinsiyet kandan ve acıdan beslenir. Toplumsal cinsiyet, ölümden ve kederden beslenen <em>erkeklikten</em> ve onun farklı uzantılarından ibarettir. O, yine kendisi yüzünden çokça ayıplanmış sevginin ve şefkatin tam zıddıdır. + +<br> + +<br> + +<br> + +<br> -<p> </p> -<p> </p> |