1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
|
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<div>
<div> </div>
</div>
<p>Silahlı Neşe31<br />
mayı niceliksel alanda kabul eder, çünkü orada tüm yanıtları bilmektedir. Kurallar<br />
üzerinde tekel sahibidir ve çözümleri kendisi üretir. Tam tersine, devrimci eylemin<br />
neşesi bulaşıcıdır. Yağ damlası gibi yayılır. Oyun, gerçeklik üzerinde etkili olduğunda<br />
anlamlı olur. Ama bu anlam, onu yukarıdan idare eden bir model halinde kristalize<br />
olmaz. Bin farklı anlama bölünür ve hepsi üretken, hepsi istikrarsızdır. Oyunun içsel<br />
bağlantıları saldırı eyleminde kendilerini ortaya koyarlar. Ama genel anlam hayatta<br />
kalır, oyunun dışlananlar ve kendilerini ondan ayırmak isteyenler için taşıdığı anlam<br />
hayatta kalır, ilk önce oynamaya karar verenler ve oyunun özgürleştirici sonuçlarını<br />
‘gözleyenler’ oyunun kendisi için zaruridir.<br />
Neşe cemaati bu şekilde yapılanır, iletişime geçmenin kendiliğinden yoludur, oyunun<br />
en derin anlamının gerçekleşmesi için temeldir. Oyun toplumsal bir eylemdir.<br />
Nadiren yalıtılmış bir gerçek olarak ortaya çıkar. Eğer çıkarsa, genellikle psikolojik<br />
baskılamanın olumsuz unsurlarını içerir, olumlu bir yaratıcı mücadele anı olarak<br />
oyunun kabullenilmesi değildir.<br />
Oyunun kendisine verilen anlamın seçiminde gelişigüzelliği önleyen oyunun toplum-<br />
sal anlamıdır. Toplumsal anlam yokluğunda birey başka herkes için anlaşılmaz olacak<br />
kendi kurallarını ve anlamlarını dayatabilir. Oyun onların bireysel sorunlarının (iş,<br />
yabancılaşma, sömürü sorunları) olumsuz etkilerinin geçici olarak askıya alınması<br />
halini alır.<br />
Toplumsal anlaşma içinde, oyun karşılıklı eylemler akışı ile zenginleşir. Karşılıklı<br />
olarak doğrulanan özgürleşmiş hayal güçlerinden geldiği zaman yaratıcılık daha<br />
büyüktür. Her yeni icat, her yeni olasılık kolektif olarak, önceden belirlenmiş mod -<br />
eller olmadan yaşanabilir ve sırf yaratıcı bir an olarak bile, gerçekleşme sırasında bin<br />
farklı güçlükle karşı karşıya gelse de yaşamsal etkisi vardır. Geleneksel devrimci<br />
örgüt sonunda teknisyenlerini dayatmaya başlar. Kaçınılmaz bir şekilde teknokrasiye<br />
doğru gider. Eylemin mekanik tarafına verilen büyük önem bu yolda onu kınar.<br />
İktidarı yok etmeye yönelik eylemde neşe anı arayan devrimci bir yapı bu yıkımı<br />
gerçekleştirmek için kullanılan araçları işte böyle düşünür, araçlar olarak. Bu araçları</p>
<div> </div>
<p>Alfredo M. Bonanno 32<br />
kullananlar onların kölesi olmamalıdır. Tıpkı onları kullanamayanların kullananların<br />
kölesi olmaması gerektiği gibi.<br />
En kötü diktatörlük türü, aracın diktatörlüğüdür.<br />
Devrimcilerin en önemli silahları kararlılıkları, vicdanları, eylem kararlılıkları, birey-<br />
sellikleridir. Silahların kendileri yalnızca araçtır, ve bu yüzden daima eleştirel değer-<br />
lendirmeye maruz bırakılmalıdırlar. Silah eleştirisi geliştirmek gereklidir. Yarı otoma-<br />
tik makineli tüfek ve onun askeri etkililiğinin kutsandığını sık sık görmüşüzdür.<br />
Silahlı mücadele yalnızca silahlarla ilgili değildir. Bunlar tek başına devrimci boyutu<br />
temsil edemez. Karmaşık bir gerçekliği tek bir şeye indirgemek tehlikelidir. Aslında,<br />
oyun bu riski içerir. Yaşayan deneyimin yalnızca bir oyuncağa dönüşmesine sebep<br />
olabilir, onu büyülü ve mutlak bir şeye dönüştürebilir. Pek çok devrimci savaşçı<br />
örgütün sembolizminde makineli tüfeğin belirmesi tesadüf değildir.<br />
Devrimci mücadelenin derin anlamı olarak neşeyi anlamak için bunun ötesine<br />
geçmeliyiz, efsanevi ve efsaneleşmiş nesneler aracılığı ile mal gösterisinin yanılsama-<br />
larından ve tuzaklarından kaçmalıyız.<br />
Silahlı mücadele ile yüzyüze kaldığında sermaye nihai çabasını gösterir. Son sınırda<br />
dahil olur. Kendinden çok emin olmadığı bir alanda eyleme geçmek için kamuoyunun<br />
desteğine ihtiyaç duyar. BU yüzden modern propagandanın en rafine silahlarını kulla-<br />
narak bir psikolojik savaş başlatır.<br />
Temel olarak, bu zamanda kapitalin fiziksel olarak organize olma yolu onu, kendi<br />
zamanlamasına ve saldırı yöntemine karar verebilen devrimci yapı karşısında<br />
saldırıya açık kılar. O bu zayıflığın pek farkında değildir ve telafi etmek için önlemler<br />
almaktadır. Polis yeterli değildir. Ordu bile değildir. Halkın kendisinin daimi<br />
uyanıklığına ihtiyaç duyar. Hatta proleteryanın en mütevazi kısmının. Bu yüzden,<br />
bunu yapmak için sınıf cephesini bölmelidir. Fakirler arasında silahlı organizasyonlar<br />
tehlikesi mitini tatmalıdır; Devletin kutsallığı, ahlakı, kanunu, vesaire miti ile birlik-</p>
<div> </div>
<p>Silahlı Neşe33<br />
birlikte. Dolaylı yoldan bu örgütleri ve onların militanlarını bu rolleri üstlenmeye<br />
iter. Bu ‘role’ bürününce, oyunun artık bir anlamı kalmaz. Herşey ‘ciddi’ olur, yanılsa-<br />
ma olur; gösterinin hükümranlık alanına girer ve bir mala dönüşür. NEŞE bir ‘maske’<br />
olur. Birey anonim olur, rolünü yaşar, artık görünüş ile gerçekliği birbirinden ayıra-<br />
maz.<br />
Mal tiyatrosunun büyülü çemberini kırmak için her tür rolü reddetmeliyiz ve buna<br />
‘profesyonel’ devrimci rolü de dahildir.<br />
Silahlı mücadele profesyonel birşey olma izni vermemelidir kendine, kapitalist üre -<br />
timin dışsal tarafları ona tam da bu görev dağılımını dayatmak istemektedir.<br />
‘Kendin yap.’ Oyunun global tarafını, onu rollere indirgeyerek parçalama. Yaşamdan<br />
zevk alma hakkını savun. Sermayenin ölüm projesini engelle. O yaratıcılık ve oyun<br />
dünyasına ancak oynayanı ‘oyuncu’ya, canlı yaratıcıyı ölü bir kişiye, canlı olduklarını<br />
söyleyerek kendi kendilerini aldatanlara dönüştürerek girebilir.<br />
‘Oyun dünyası’ merkezileşse artık oyundan bahsetmenin anlamı kalmaz. Serma-<br />
yenin, ‘silahlı neşe’ savımızı ortaya koyduğumuzda devrimci öneriyi yine ele alması<br />
olasılığını öngörmemiz gerekir. Ve bunun gerçekleşmesinin bir yolu, oyun<br />
dünyasının dışarıdan idare edilmesidir. Oyuncuların rollerini ve oyuncak mitolojisini<br />
belirleyerek.<br />
Merkezileşme bağlarını (militer parti) kırarak, insan sermayenin, niceliksel pazarın<br />
gösteri üretimi kanununa uyumlu fikirlerini karıştırma sonucunu elde eder. Neşe<br />
tarafından koordine edilen eylem neşe için bir bilmecedir. Bu hiçbir şeydir. Belirli bir<br />
hedefi olmayan, gerçeklikten yoksun birşey. Ve bu böyledir, çünkü sermayenin özü,<br />
amaçları ve gerçekliği hayalidir, ama devrimin özü, amaçları ve gerçekliği somuttur.<br />
Komünizm ihtiyacı kuralı, üretme ihtiyacı kuralının yerini alır. Toplumsal oyunda,<br />
bu ihtiyacın ışığında, bireyin kararları anlamlılaşır. Geçmişin ölüm modellerinin<br />
gerçek olmayan, hayali karakteri keşfedilir. Patronların yok edilmesi tüketim mal -<br />
larının yok edilmesi demektir, ve tüketim mallarının yok edilmesi patronların yok<br />
edilmesi demektir.</p>
<div> </div>
<p>Alfredo M. Bonanno 34<br />
X<br />
‘Baykuş kanat açıyor.’ Kötü başlayan eylemler iyi sonuçlansın. Bunca zamandır<br />
devrimciler tarafından ertelenen devrim, devrimcilerin sosyal barış arzularına karşın<br />
gerçekleşsin.<br />
Sermaye son sözü beyaz ceketlilere verecektir. Hapishaneler fazla uzun dayanmaya-<br />
caktır. Yalnızca yüceltilmiş eski bir gericinin anılarında yaşayan bir geçmişin kaleleri<br />
olarak, sosyal ortopediye dayalı ideoloji ile birlikte kaybolacaktır. Artık mahkum<br />
olmayacaktır. Sermayenin yarattığı suçlulaştırma süreci rasyonalize edilecek, tımar-<br />
haneler aracılığı ile işlenecektir.<br />
Gerçekliğin tamamı gösteri olduğunda, gösteriyi reddetmek gerçekliğin dışında<br />
olmak demektir. Mal kanununu reddeden herkes delidir. Mal tanrısının önünde<br />
eğilmeyi reddetmek insanın akıl hastanesine yatırılması ile sonuçlanacaktır. Orada<br />
tedavi radikal olacaktır. Artık engizisyon tarzı işkence ya da duvarlara sıçrayan kanlar<br />
olmayacaktır; bu tür şeyler kamuoyunu altüst eder. Kendini üstün görenlerin müda-<br />
hale etmesine, gerekçelere ve telafilere sebep olur, ve gösterinin ahengini bozar.<br />
Hasta zihinler için tek radikal tedavi olarak görülen, kişiliğin tamamen yok edilmesi,<br />
kimseyi altüst etmez. Sokaktaki adam kapitalist gösterinin ağırbaşlı atmosferi ile<br />
sarıldığını hissettiği sürece, üzerine kapanacak tımarhane kapılarına karşı güvende<br />
hisseder. Ona delilik dünyası başka bir yerdeymiş gibi gelir, hem de her fabrikanın<br />
yanında, her okulun karşısında, her arazi parçasının arkasında, her sitenin ortasında<br />
birer tımarhane bulunduğu halde.<br />
Eleştirel kalın kafalılığımız içinde, beyaz ceketli devlet memurlarının yolunu hazırla-<br />
mamaya özen göstermemeliyiz.<br />
Baykuş kanat açıyor.<br />
Atina atasözü</p>
<div> </div>
<p>Silahlı Neşe35<br />
Sermaye, kitlesel düzeyde dolaşıma çıkacak bir yorum kanununu programlamak -<br />
tadır. Bu kanun temelinde, kamuoyu patronların düzenine saldıranları, yani devrim-<br />
cileri, deli olarak görmeye alışacaktır. Böylece onların akıl hastanelerine kapatılması<br />
gerekli olacaktır. Hapishaneler de Alman modeli uyarınca rasyonalize edilmektedir.<br />
İlk önce kendilerini devrimciler için özel hapishanelere dönüştürecek, sonra model<br />
hapishanelere, sonra beyin manipülasyonu için gerçek toplama kamplarına, ve sonun-<br />
da akıl hastanelerine dönüşeceklerdir.<br />
Sermayenin davranışı yalnızca sömürülenlerin mücadelelerine karşı kendini savun-<br />
ma ihtiyacından doğmaz. Mal üretimi kanununun mantığından doğar.<br />
Sermaye için akıl hastanesi global gösterinin işleyişinin kesintiye uğratıldığı yerdir.<br />
Hapishane bunu yapmak için çılgınca çaba gösterir, ama başarılı olamaz, temel sosyal<br />
ortopedi ideolojisi tarafından engellenmektedir.<br />
Tam tersine, tımarhane ‘yeri’nin bir başlangıcı ya da sonu yoktur, tarihi yoktur,<br />
gösterinin değişkenliğine sahip değildir. Orası, bir sessizlik yeridir.<br />
Diğer ‘sessizlik’ yeri, mezarlık, yüksek sesle konuşma yeteneğine sahiptir. Ölü insan-<br />
lar konuşur. Ve bizim ölülerimiz yüksek sesle konuşur. Bu ağır olabilir, çok ağır. İşte<br />
bu yüzden kapital gittikçe daha az mezarlık olması için çaba gösterecektir. Ve tımar -<br />
hanelerdeki ‘konukların’ sayısı buna uygun şekilde artacaktır. Bu alanda, ‘sosya-<br />
lizmin anayurdunun’ anlatacak çok şeyi vardır.<br />
Tımarhane, boş zamanın mükemmel sağaltıcı rasyonalizasyonudur, mal yapısını sars-<br />
madan işin askıya alınması. Üretkenlik yoksunluğunu inkar etmeden üretkenlik<br />
yoksunluğu. Deli adam çalışmak zorunda değildir ve çalışmayarak işin deliliğin<br />
karşılığı olan bilgelik olduğunu doğrular.<br />
Devlete karşı silahlı saldırı zamanının gelmediğini söylerken, bu tür saldırılar<br />
gerçekleştiren yoldaşlar için akıl hastanelerinin kapılarını açıyoruz; devrim<br />
zamanının gelmediğini söylerken deli ceketinin iplerini sıkıyoruz; bu eylemlerin</p>
<div> </div>
<p>Alfredo M. Bonanno 36<br />
nesnel olarak provokasyon olduğunu söylerken işkencecilerin beyaz ceketlerini giyi-<br />
yoruz.<br />
Rakiplerin sayısı önemsizken şarapnel etkiliydi. Bir düzine ölüye hoşgörü gösterilebi-<br />
lir. Otuzbin, yüzbin, ikiyüzbin ölü tarihte bir dönüm noktasını belirler, mal gösterisi-<br />
nin barış dolu ahengini bozacak öylesine kör edici aydınlığa sahip devrimci bir refe-<br />
rans noktası. Dahası, sermaye daha sinsidir. Uyuşturucuların, mermilerin sahip<br />
olmadığı bir tarafsızlığı vardır. Sağaltıcı olma gerekçesine sahiptirler.<br />
Kapitalin delilik kanunu kendi yüzüne fırlatılsın. Toplum tek bir büyük akıl hastane-<br />
sidir. Karşıt-duruşların koşulları altüst edilsin.<br />
Bireyin tarafsızlaştırılması kapitalin maddeleşmiş bütünlüğü içinde daimi bir uygu -<br />
lamadır. Fikirleri dümdüz etmek sağaltıcı bir süreçtir, bir ölüm makinesidir. Kapita-<br />
lizmin gösteri biçimi içinde, bu dümdüz etme olmadan üretim gerçekleşemez. Ve<br />
bütün bunların reddi, ölüm karşısında neşenin seçimi bir delilik işareti ise, bütün<br />
bunların arkasında gizlenen tuzağı herkesin anlamasının zamanı gelmiştir.<br />
Batının kültürel geleneğinin tüm aygıtı bir ölüm makinesidir, gerçekliğin inkarıdır,<br />
her tür rezalet ve haksızlığı, sömürü ve soykırımı biriktirmiş, kurgusal olanın<br />
hükümdarlığıdır. Bu mantığın reddi delilik olarak kınanıyorsa, o zaman delilik ile<br />
delilik arasında ayrımı belirlemeliyiz. Neşe silahlanmaktadır. Saldırısı mal, halüsi -<br />
nasyon, mekanizma, intikam, önder ve parti niceliğini altetmektedir. Mücadelesi kar<br />
mantığını, pazar mimarisini, yaşam programlamayı, son arşivdeki son belgeyi<br />
parçalamaktadır. Onun şiddetli patlaması bağımlı olanın düzenini, olumlu ve olum-<br />
suz terminolojisini, mal yanılsaması kanununu altüst etmektedir.<br />
Ama bütün bunlar kendini ilan edebilmelidir. Neşe dünyasından ölüm dünyasına<br />
geçmek kolay değildir. Kurallar geçerliliğini yitirmiştir ve sonunda birbirlerini siler-<br />
ler. Neşe dünyasında yanılsama sayılan şey ölüm dünyasında gerçekliktir ve tersi de<br />
doğrudur. Fiziksel ölüm, ölüm dünyasında bir takıntı olan şey, yaşam olarak satılan<br />
şeyden daha az ölümcüldür.</p>
<div> </div>
<p>Silahlı Neşe37<br />
Böylece kapitalin neşe mesajlarını bilmeceleştirme kapasitesi doğar. Niceliksel man-<br />
tığın devrimcileri bile neşe deneyimlerini derinlemesine anlama kapasitesinden<br />
yoksundurlar. Bazen tereddütle önemsiz yaklaşımlarda bulunurlar. Başka zamanlarda<br />
sermayeninkinden pek de farklı olmayan bir kınamaya koyulurlar.<br />
Ticari mal gösterisinde önemli olan mallardır. Bu birikmiş yığındaki aktif unsur iştir.<br />
Üretim çerçevesinin içinde hiçbir şey aynı anda hem olumlu, hem olumsuz olamaz.<br />
Çalışmamayı öne sürmek mümkündür, çalışmanın inkarı değil geçici olarak askıya<br />
alınmasını. Aynı şekilde, malsızlığı, kişiselleştirilmiş nesneyi öne sürmek de müm-<br />
kündür, ama ancak ‘boş zaman’ bağlamı içinde, yani hobi olarak, üretim döngüsünün<br />
kabul ettiği zaman süreleri içinde üretilen bir şey olarak. Bu anlamda, bu kavram -<br />
ların, çalışmama ve malsızlık kavramlarının genel üretim modelinin fonksiyonu<br />
olduğu açıktır. Ancak neşenin anlamını ve onunla bağlantılı olarak ölümün<br />
anlamını, birbirine karşı mücadele eden iki zıt dünyanın unsurları olarak açıklığa<br />
kavuşturursak neşe eylemlerinin unsurlarını anlatabiliriz. Hepsini anlatabi -<br />
leceğimizi söyleyerek kendimizi yanıltmadan. Doğrudan sermayeye saldırmak ile<br />
bağlantılı olmayan açılardan olsa bile, neşe tecrübesi yaşamaya başlayan herhangi biri<br />
saldırının önemini kavramaya daha gönüllüdür, en azından nicelik yanılsamasına<br />
dayalı, modası geçmiş çatışma vizyonuna bağlı kalmış birinden daha fazla.<br />
Böylece baykuş yine de kanat açıp uçabilir.</p>
<div> </div>
<p>Alfredo M. Bonanno 38<br />
Herkes ileri! Ve silahlarla ve yürekler, sözlerle<br />
ve kalemle, hançerle ve silahla, istihza ve küfürle,<br />
hırsızlıkla, zehir ve kundakçılıkla.<br />
Haydi toplumla... savaşalım!...<br />
Dejaque<br />
XI<br />
Bekleme, kuşkular, sosyal barış düşleri, küçük ödünler ve naiflikle işimiz bitsin artık.<br />
Kapitalizm dükkanlarında bize satılan her tür mecazi süprüntü ile. Herşeyi, en ince<br />
detayına kadar açıklayan büyük analizleri bir kenara bırakalım. Sağduyu ve korku<br />
dolu dev ciltleri. Demokratik ve burjuvaca tartışma ve diyalog, münazara ve kongre,<br />
mafyöz patronların aydınlanmış yetenekleri yanılsamalarını bir kenara bırakalım.<br />
Burjuva iş etiğinin yüreklerimize kazıdığı bilgeliği bir kenara bırakalım. Bize feda-<br />
karlık ve itaat öğretmiş yüzyılların Hıristiyanlığını bir kenara bırakalım. Rahipleri,<br />
patronları, devrimci önderleri, daha az devrimci önderleri, hiç devrimci olmayan<br />
önderleri bir kenara bırakalım. Sayıları, nicelik yanılsamalarını, pazar yasalarını bir<br />
kenara bırakalım. Bir an zulmedilenlerin tarihinin yıkıntıları üzerinde oturalım ve<br />
düşünelim.<br />
Dünya bize ait değil. Onu bu haliyle sahiplenmek isteyecek kadar aptal bir efendisi<br />
varsa, bırakın onun olsun. Binaların olması gereken yerdeki yıkıntıları, şehirlerin<br />
olması gereken yerdeki mezarlıkları, ırmakların olması gereken yerdeki çamuru,<br />
denizlerin olması gereken yerdeki pis kokulu tortuyu o saysın. Dünyadaki en büyük<br />
sihirbaz gösterisi artık bizi büyülemiyor.<br />
Burada, şu andaki mücadelemizden neşe toplumları doğacağından eminiz.<br />
Ve ilk defa, yaşam ölümü altedecek.</p>
|